Canım Anneciğim;

Bugün yine Anneler Günü. Annesizlerin içinin burkulduğu, gizli gizli ağladığı gün! Bu gün yine duygum doruğa çıktı! Elli yıldır olmadığın gibi bu gün de yanımda yoksun ANAM! Ne elini ne de toprağını öpebiliyorum! Ne olurdu bir yıl da gününü kutlayabilseydim, yüreğimi hediye edebilseydim sana, ne olurdu sanki?

Artık rüyalarıma da gelmiyorsun! Yüzünü, kokunu unuttum ANAM, unuttum!

Diğer günlerde sana şiirler yazardım, bugün mektup yazmak geldi içimden. Tabii ki dörtlüklerim de olacak, yoksa satırlarla yüreğimi dökemeyebilirim. Okurlarım şiirlerimin duygu yüklü olduğunu söyler. Keşke geçen anneler gününde yazdığım ‘Doymadım Annem’ şiirimi sana okuyabilseydim. Bak bir dörtlük geldi bile:

Elli yıl geçti annem
Özlemin biçti annem
Boynu bükük güllerin
Hep solgun açtı annem!

Canım Anneciğim, Sana hiç ‘ANNECİĞİM’ demedim bu güne kadar! Hep; ‘ANA’, ‘ANAM’ derdim. Zaten ne kadar diyebildim ki! Keşke geceleri uyumayıp, gündüzleri oynamayıp sıcacık kucağına sinseydim, hep yüzüne baksaydım, sadece sevginle doysaydım. Keşke… Keşke…

Arş’a dayandı acım
Yaşlarım sicim sicim
Rüyama da gelmedin
Kalmadı artık gücüm

Ah Anneciğim! 50 yıldır annesinin elinden tutan çocukları gördükçe içim acır, özenir, mahzunlaşır, arkalarından bakakalırım. Hele, hele sıkıldığımda, dara düştüğümde, mutlu günümde tek sözüm; ‘Keşke annem olsaydı!’ dır. Keşke olsaydım keşke…!

Anacığım; Boğazım düğüm düğüm, gözlerim yaşlı! Sayfaya içimi dökmeye çalışıyorum. Dökebileceğimi de sanmıyorum, önca özlemimi, içimde biriktirdiğimi sayfalar almaz ki.

Seninle olan en güzel anımı yazmak istiyorum ANAM. Eminim ki o anlarda benim kadar sen de mutluydun. Hatırlar mısın ANAM, hatırlar mısın? Okuldan çıkış saatimde kaçıp sana geleceğimi bilir, iner yolda beklerdin. İkimiz de kollarımızı açar, kucaklaşırdık. Keşke kucağından hiç inmeseymişim. Off ANAM offf! Çok kısa sürdü o günler çok kısa!

Kanser illetiyle yatağa düştün. Yatağının yanında bez bir torban vardı. Cafer Amca’ya aldırdığın kalem, defter, silgi, şekeri saklar bana verirdin. Acılar içinde kıvranırken bağrına basardın. Acını o zaman hissedemiyordum, bugün yüreğimde hissediyorum.Ve yaran ANAM, yaran..! Şu anda bile gözümün önünde! İçim acıyor, nasıl dayandın o yaraya nasıl..? Ağrılarını durduran ilaçların da yoktu!

Keşke doktor olsaydım
Sana derman bulsaydım
Acıyla kıvranırken
Dertlerini alsaydım

Hep derler ya: ‘Olan ölene oluyor, çocuklara bir şey olmaz, büyürler.’ Ben bu sözün yalan olduğunu, diyenlerin annelerini kaybetmediğini düşünüyorum. Yanımda, diyen herkese de karşı çıkıyorum ANAM. Ölen yerini dolduruyor, çektiklerinden kurtuluyor, olan çocuklara oluyor çocuklara…!
Bir süre öne Elazığ’da deprem oldu. Onlarca yavru annesiz kaldı. İçlerinden biri vardı ki görüntüleri yüreğimizi dağladı. Yıkıntının altında kalan Keko kurtarılmış, annesi kurtarılamamıştı! Annesinin mezarına sarılıp kaldığını gördüğümde benzer anılarım canlanıp, yaşlarımla birlikte duygum kâğıda dökülmüştü.

“Annesini ister, balon neylesin?
Duygusunu kime, nasıl söylesin?
Babası yetişsin, belki eylesin
Yuvasın arıyor Keko yavrunuz

Ana kuzusuydu, eteğe bağlı
Parmağı yaralı, yüreği dağlı
Acıyla yoğruldu, oldu da çağlı
Yüreğim buruyor Keko yavrumuz” Demiştim.

Bir çocuk olarak en büyük isteğim neydi biliyor musun ANAM? Seni üzmemek için hiç dile getirmemiş, içimde saklamıştım. Bir yanımda babam, bir yanımda sen ellerinizden tutup sekerek yürümek, arada yüzünüze bakıp, sohbetinize ortak olmak. Çocukluk hayali işte…! Babamı dört yaşımda kaybetmişim nasıl olabilirdi ki? Bu özlemimi çocuklarıma yaşatarak gidermeye çalıştın ANACIĞIM.

Yanınıza her gelenle selamımı, sevgimi gönderiyorum, alıyor musun? Almadın mı yoksa, neden hiç cevap vermedin? Neden bir gece olsun rüyama gelmedin neden?
Elli yılın hasretini yazsam binlerce sayfa yetmez anacığım. Senin yüreğini de, okurların yüreğini de daha fazla burkmak istemiyorum. Dünyada çektiklerinin ödülünü dilerim orada alıyorsun.

Orada da Anneler Günü kutlanıyor mu? Yüreğimi hediye etsem sana ulaşır mı bilmiyorum ki! Öpücüğümü yanağında hisset ANAM, gününü kutluyorum. Babamla görüşüyor musunuz? Onu da çok özledim çok! Sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum, onunla paylaş Anacığım.Unutulmadığınızı bilin e mi? Köye gittiğimde ilk işim sizi ziyaret etmek oluyor. Hissediyor musunuz?

Mektubumu alınca rüyama gelmeni istiyorum. Lütfen bir defacık gel lütfen!
Az kaldı kavuşmamıza ANAM, az kaldı. Gelince yanından hiç ayrılmayacağım. Hasretle ellerinizden öpüyor, birkaç dörtlükle veda ediyorum ANACIĞIM.

Gözyaşımla yazdığım
Mektubumu yolladım
Cevabı nerde kaldı?
Gece gündüz kolladım

Sevgiler kucak kucak
Gelip seni bulacak
Sabreyle anacığım
Kızın sana gelecek

Başımın tacı anam
Sensizlik acı anam
Yerinde rahat uy
Fatma’n duacı anam

Fatma Biber

Yüreğinde annelik duygusunu taşıyan herkesin anneler gününü kutluyor, saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.


Not: Mektubumu güne taşıyan değerli yöneticilerime teşekkür ediyorum.
( Anneme Mektup başlıklı yazı Meryalı tarafından 9.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu