En yeni gömleğimi senin için giymiştim
Kül dökmüşüm beklerken kir mi sandın ki üstüm
Nerde kaldın sormadan, azarını duymuştum
Cevap vermedim ama boşa germenden küstüm
Şiir yazayım dedim girmek için gözüne
Ne dünyalar gizledim bir tek güzel sözüne
Mısraları birbiri , peşi sıra yüzüne
Söylerken “Saatin kaç.? ” , diye sormandan küstüm..
Bütün özel günleri bihakkın hatırladım
Doğum günün geçti mi korkuyla sayıkladım
Günlük falını bile her sabah açıkladım
Bugün aşk var dememi , hayra yormandan küstüm
Randevu günü yolda beklerdim sinyalini
Çıkar çıkmaz bu sefer tutacaktım elini
Gecikince ürkekçe, çaldığımda zilini
İşim çıktı şekerim, diye kırmandan küstüm
İsterdin hep yanında, sevgilinin seçkini
Saçı gür, yüzü güleç, istemezdin geçkini
Yol yordam bilen olsun, olmaz orman kaçkını
Ama her kurbağayı prens görmenden küstüm..
İş arkadaşım diye, ailene tanıttın
Yanımda görünmekle, zaten aşka kanıttın
“Sevgilin mi..? ” diyene, somurtmakla yanıttın
Evet diyemeyip de, sessiz durmandan küstüm
Gün gelir de seversin, diye sineye çektim
Nasılsa boş yıllarla, bir gün ödeşecektim
Her soruşumda sana, sandın vazgeçecektim
Karşılıksız sevgimi, yüze vurmandan küstüm