Bana mısın deme...Sanayım
Şakaya vuruyorum canını acıtmak için
Çorabımın tekini ararken aklıma geldin diye
Hadi soy içini...Söz bakmayacağım
Şehir aynı
Manzara huzurlu
Deniz balık sırtı yine
Saçların Rapunzel ,gözlerin telve
Ellerin Afyon kaymağı, dudağın kadın
Ben sanki hiçim
Senin bir isi adın
Bir de bir şey olsa diyor içim
Bir şey işte
Ele avuca gelen
Üç noktada gizlenen
İmece bir sevda
Çölsüz leyla dizini döven
Palyaço pudrasıyla kapatsak,
Kabuğuna çekilmiş yarayı
Bakıp dururken aynı pencereden
An /Dante duygular adagio
Bir etmezken yarımlar
Dün kaybettiğimiz cennet
Gün Araf
Gülümsemiyor,
İlahi dediğimiz komedyalar
Sonlanmış buselikler
Usul erkan bilen makamlar ırak
Kabul görmemiş duaların,
Okuma gözlüğü gün
Hem ağırız, hem aksak
Mevlevi dergahında felahım oysa ben
Cem evindeki hu
Taif dağındaki su
Yeni bir şarkı olsak diyorum seninle
Aynı telden çalan
Söz düet olsa, musiki ferahfeza
Gelişi güzel durmasa kem/ anlar
Yaylılar hazır beklese
Tam/bur da öyle
Üfff leyip durmasa nefesliler
Perdelerini kapatsa gerilmiş vurmalılar
Def/in zili çalmasa hatta
Canını da acıtmasa derinin defler
Yarım kalmasa bestem
Bir parmak aşk çalsa an
Sesin olsa sadece yeter desem
Saat bu saatten sonra olmasa
fark etmesek
Ben denizi getirsem feneriyle birlikte
Renkli eşarplar başa sarasın diye
Sen bağı çözülmemiş ip
Unutsak iki kıtayı ayırdığını İstanbul’un
Birlikte sevda çeksek ikimiz
Kaçacak gibi yapsa hatta son vapurlar
Sen hepsini tutsan
İçine dert etsin diye deniz
Demir Mutlugil