KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
kazimozturk@yenikonya.com.tr
kazim_ozturk2016@mynet.com
semazen.net
DENGEYİ BOZDUK!
Eskilerin; "anasırı erbaba" dedikleri bir husus vardı.
Ne demek "anasırı erbaba?" Dört unsur: Toprak, hava, su, güneş. Bu
dört unsur olmadan hayat olmaz.
Şimdi bakıyorum da; topraksız çilek, topraksız domates,
topraksız salatalık... hiç tat alabiliyor musunuz?
Çocukluğumda yediğim; domateslerin, salatalıkların,
çileklerin... tadı nerede?
Hatta o kadar işi azıttılar ki; Karpuzu kabağa aşılıyorlar,
karpuz mu yiyorsunuz, kabak mı belli değil!
Tabii bu arada hastalıklar da arttı. Aldığımız meyve ve sebzelerde
hormondan geçilmiyor.
Hayatın mı tadı kaçtı? Yoksa insanın mı? Dünyanın mı çivisi
çıktı? Yoksa insan mı şirazeden çıktı?
İlahi sisteme kafa mı tutuyoruz? Allah'ın yarattıklarına meydan
mı okuyoruz? Allah'ı saf dışı etmeye mi kalkıyoruz? Yoksa; "İnsan her şey,
o olmadan olmaz, insan: "çok güçlü" mü demek istiyoruz?
Eğer; "insan çok güçlü, onun hiç bir şeye ihtiyacı
yok..."diyorsanız, haydi ölümü durdursanıza, güneşe meydan okusanıza,
mevsimleri değiştirsenize, küçücük, bir avuç kadar olan beynin düşünme
sistemine dur deseniz ya...
Bitmedi, hani diyorsunuz: "Allah'ın bu dünyada işi yok, o,
ahiret işine baksın!" o zaman şunu da yapsanız ya; Yağmurları, karı,
doluyu... tüm doğa olaylarını durduruverin. Depremler olmasın mesela. Geceyi,
gündüze, gündüzü, geceye katıverin.
İnsan, her şeyin hakkından gelir mi diyorsunuz? Haydi rüyayı
çözümleyin, içimizdeki ilhama son verin, kışın kupkuru olan, adeta bir odun
parçasına dönen, bahar gelince dirilen, yapraklanıp çiçeğe duran ve yaz
mevsiminde çeşit çeşit meyve veren ağaçların bu ilahi güzelliğine bir şey
yapın! O meyveler ki; cana can katıyor, kimi ekşi, kimi tatlı… kimi yeşil, kimi
sarı, kimi ufak kimi iri…
Arının bal yapmasına aklınızla bir çare bulun. Binlerce,
milyonlarca çiçekten aldığı güzellikleri altıgen peteğe, insanlara şifa veren,
gıda sunan, çeşitli kıvamdaki bala bir çözüm getirin. Arının bu sistematiğini z
kuşağı çözemez.
Kana o kırmızılığı veren, olmazsa olmaz hayati öneme sahip bu
sıvıya alternatif bir sıvı bulabilir misiniz? “ben aklımla çözebilirim” mi
diyorsunuz? Bir damla su (Sperm) iken; et, tırnak, kemik, gören göz, işiten
kulak, düşünen beyin, yürüyen ayak, tutan el, koklayan burun, icatlar yapan,
teknoloji harikaları meydana getiren makinalar, araçlar ortaya çıkaran, bunları
planlamayı, sistematiğe bağlamayı yapma gücünü insan nereden alıyor?
Evet insan eşrefi mahlukattır. Bu şerefini; Allah’ı tanıdığı,
ilahi sistemler içinde hareket ettiği, Allah’a ve Rahmanî durumlara kafa
tutmadığı, daha doğrusu tutamadığı, tutmak istemediği durumlarda şereflidir.
“Nefsini bilen rabbini bilir” dediğimiz duygu işte bu.
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır,
Çün okudun bilmezsin,
Ha bir kuru emektir”
diyen Yunus’un bu sözlerine kulak verelim. Bilelim ki Allah istemeden
hiçbir şey olmaz. Kıpırdayan yaprakta, hayat veren toprakta Allah’ın izin ve
iradesi var. O, her şeyimizi organize eder, ayarlar, sistemleştirir. Allah’sız
hayat yoktur. “Allah’ı devre dışı bırakalım demek” mümkün değildir. Bunu diyen,
kendini devre dışı bırakır.
Kirlettik!
Pınarları bozduk göle saldırdık,
Denizi
ırmağı suyu kirlettik,
Ormanı
çevreyi çöle kaldırdık,
Sahili
doğayı koyu kirlettik!
“Dengeyi
bozma” der yüce Rabbimiz,
Kimler
kulak verir buna hangimiz?
Doğayı
bozmaya var mı hakkımız?
Elleri
ayağı boyu kirlettik!
Evlat
isyan eder atayı takmaz,
Aile
bozuldu anaya bakmaz,
Muhabbet
azaldı öğütler akmaz,
Akraba
bağını soyu kirlettik!
Sözümüz
hedefsiz hakka varmıyor,
Gözlerimiz
fersiz canı görmüyor,
Özümüz
değersiz canan girmiyor,
Ziyafet
şöleni toyu kirlettik!
Biz
böyle değildik ne oldu şimdi?
Geçmişe
baktım da gözyaşım indi,
Nice
değerlerin hepsi de sindi,
Tefekkür
terk ettik huyu kirlettik!
İşte Bu Hale Geldik!
İyiliğin
hoşluğu gündemleri terk etti,
Vebalin
ağırlığı kalbimizi berk etti,
Halimizi
şekavet, fitne kiri gark etti,
Dikenleri
sökmedik işte bu hale geldik!
Atmak
istemedik hiç kirlerini günahın,
Gözyaşları
akmadı sine yakmadı ahın,
Unutuldu
yaratan silindi ismi şahın,
Kur’an’a
hiç bakmadık işte bu hale geldik!
Cana
güzellik veren nefaseti kaybettik,
Dostlukları
artıran nezaketi kaybettik,
Müslümanı
süsleyen feraseti kaybettik.
Yüz
akıyla çıkmadık işte bu hale geldik!
Acılarla
kıvranır dünya İslam Ümmeti,
Kardeş
kavgası sardı bu şerefli milleti,
İçimizi
kararttı şu münkirlik illeti…
Gönle
sevgi ekmedik işte bu hale geldik!
Kalmadı;
zevkimiz, şevkimiz ve de aşkımız,
Kıblemizi
kaybettik harap oldu köşkümüz,
Vuslat
için akıyor hiç durmuyor eşkimiz.
Hak
ışığı yakmadık işte bu hale geldik!
Kalpler
huzur bulmuyor sevgiler rafta kaldı,
Davranışlar
hep sahte hakikat lafta kaldı,
Cemaati
yitirdik namazlar safta kaldı,