Haddi hududunu bil olma zora müptela.
Şeytana lanet oku hacettir def-i bela.
Cemaat toplanıp da verilirken o sala;
Rahmetle "yunan" olsun belki vuslat çok yakın,
Kimse farkında değil, yaşarken akın akın... (Ünalan)
Ne zaman içimi çorak yerlerde yetişen bir
Kimsesizlik ağrısı sarsa;
Bahçem olur güzel yüreğin
Ve yeşerir umutlarım yeniden.
Her gece ayazını hissettiğimde,
Sevdamı koklar ısınırım.
"Nur inmiş nazına
Asude gülüşlerin kadını"
Yaz güneşinde titreten, kışın ısıtan güzellik
Mucizeye inanır mısın? Ben inanıyorum artık
Sarhoşluğu yaman bu sevdanın,
İçmeye ne gerek...
Arada bir budalaca kahkahalar duyulsa da,
Gerçekten bir cennet bu köy, bu ada, birde içinde sen varsın ya!
Bütün günahları bağışlananlar mutlaka düşecekler bir gün buraya.
Benim erken düşüşüm tesadüf işte ve sen en güzel yazımsın alnımda.
Şimdi diyecekler ki bozar bu deniz mutluluğu;
Denizi seviyorsan, aldırmayacaksın med-cezire
Varsın bir alçalsın bir yükselsin,
Sarhoş tayfalarsa nasıl olsa yarın bir gün terk ederler burayı.
Kim bilir belki de hemen yarın.
Baksana Deniz nasıl dalgalı, güneşin rengini atmaya çalışıyor renginden
Süt beyaz köpüklere dönüşüyor yavaş yavaş
Sonra yeşile çalan bir mavi ve rahatladı işte
Bir Gemi yalpalayarak demirliyor iskeleye,
Alıp götürmeli sarhoş tayfaları buradan.
Ve sonra biz seninle,
Mevsimin her yaza dönüşünde olduğu gibi;
Yağmurun ıslak dudakları ile rüzgarları öpmesini bekleyeceğiz.
Uğultu kesildiğinde;
İşte sessizlik ve huzur diyeceğiz,
Göz göze bakarken yazla buluşacağız.
Toprağın kokulu çiçekleri,
Rayihasıni iyice salar bu mevsimde.
Haziran günlerine ramak kala,
Ruhumuz şenlenecek yıldızların parıltısında.
Ya grileşen akşamlar, bir emanet artık
Maviye çalacak göğün altında.
Yerkürenin sınırları içinde umuda hep yer var.
Seninde tarlanda ilk hasat umut olsun gerisi kolay.
Güneşin oğulları, kızları hep burada doğdular, ya da yeniden doğdular,
Demiştim ya bir şiirde, ya da belki bir kaç şiirde;
Düş değil bu eğer yürekten istersek her gün yeniden doğabiliriz.
Bir kıvılcım eşliğinde güneşe gömülmek isteyen her kimse,
Bu köye gelmeli.
Göklerde uçan melekler,
Ne zaman yeryüzüne inerlerse,
Kıskanırlar bizi.
Eh tekrar, tekrar hoş geldin o zaman!
İyi ki gelmişsin,
İlham perim yer yüzünde ki meleğim.
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
30 Mayıs 2024 Saat 23.40
Güzelçamlı/Kuşadası