Bazı edebiyat yazarlarımız dünü büğüne taşıyan değerli yazılar yazıyor.Bunlardan bazıları;Selim İleri,Ali Çolak,Beşir Ayvazoğlu ve Hilmi Yavuz'un geçmişi bugüne taşıyan yazılarını edebiyat severler zevkle okuyor.

Bende zaman ,zaman eski edebiyat derğilerini tekrar okurum.Bugün Emine Işınsu'nun 1967 yıllarında yazdığı ilk tiyatro eseri.Daha sonra Tv Filmi oldu.Bu eser 2600 eser arasında birinci oldu.
Bu eser Üstad 'ın Bir adam yaratmak adlı eserinden sonra yazılan ve bir benzerini hala göremediğimiz eserler.İnsanı sorğulamalıyız.İç dünyasını çelişkilerini.Ama bu eserler okuyucunun kolay alğılamaması sebebiyle ilği görmüyor.Düşünmüyor,okumuyor,yorum yapmıyoruz.

Yazar bu eserini bir haftada yazdı.Bu eseri yazmasına sebep olan ise ;genç kızken duvarlara yazdığı güzel şiirler ve özlü sözler olduğunu söylüyor.Bu eseri yazma konusunda ilham kaynağı ise Bernar Şav'a ait.Bernar Şav diyorki;"hayatta iki büyük trajedi vardır.Biri,yüreğin bütün arzularına sahip olmak,diğeri yüreğin bütün arzularını yitirmek"uzun süre bu sözün etkisnde kalan yazar:eserinde yüreğin iki büyük trajedisini yazar.

" Mezata düşen bir yürek, alıcısı için kıymetlidir. Satıcısı için ise, çok fazla bir şey ifade etmez. Zaten onu kendisi için bir fazlalık veya gereksiz bir varlık olarak gördüğü için böyle bir yola başvurmuştur.
Acaba yüreğin yerinden çıkarılıp satılması nasıl bir duygudur? İnsan niçin yüreğini satmak ihtiyacı duyar? Yüreksizlik, yüreklilikten daha mı iyi? Mezatçı elinde bulunan ve bu piyasanın içinde değerli olan her şeyi satmıştır. Bunlar arasında “Hürrem Sultan'ın en nadide reçellerini sakladığı kristal kavanozu”, “Abdülgafur Paşa Hazretleri'nin koltuğu”, sayılabilir. Sıra en son ve en önemli parçaya gelmiştir. Mezatçı, “Evet, kese (yavaş ve utangaç) kesenin içinde bir yürek!” diye söze başlar ve “Bir yürek satıyorum baylar, bayanlar, yaşayan bir insan yüreği!” ( diyerek sözüne devam eder. Bütün alıcılar şaşkınlık içindedir. Çünkü, böyle bir şeyle ilk defa karşılaşmaktadırlar. Satılan yaşayan bir insanın yüreğidir. Yerinden sökülerek çıkarılmış, bir keseye konulmuştur. Tıpkı bir oyuncağın herhangi bir parçası gibi. Adam yaşamaya devam ediyor. Yani yüreksizliğe razı. O kendisi için bir yük, bir ağırlık. Satarak ondan kurtulmuş oluyor. Yüreği bir koleksiyoncu satın alır. Keseyi ise mezatçıya bırakır.
Yüreğini satan adam, aslında çok zengin biridir. Bir eli yağda, bir eli balda. Yediği önünde, yemediği ardında. Dünyada ihtiyaç duyduğu birçok şeyi elde etmiştir. Ancak mutlu değildir. Alabilme yeterliliği onu mutlu etmenin aksine, bir çıkmaza doğru sürüklemiştir.
O insanca olan birçok şeyden mahrumdur. Elinde olanı verme duygusunun nasıl bir şey olduğunu hiç yaşamamıştır. Paylaşmanın ne demek olduğunu asla öğrenememiştir. Çünkü, o hep almıştır. Sevilmiş, ama sevmenin nasıl bir duygu olduğundan habersiz kalmıştır. Yaşadığı hayat kendini bunalıma sürükler. Evden kaçarak bir balıkçı kulübesine sığınır. Burada balıkçılarla birlikte yaşamaya devam eder. Bir gün gelir onlarla da uyuşamaz. Tek başına münzevi bir hayat sürmeye başlar.
Kadının biri intihar etmek üzeredir. O kadını kurtarır ve onu intihardan vazgeçirir. Böylece hayatında yeni bir pencere açılır gibi olur. Verme duygusu ile alma isteği sürekli çatışma içerisindedir. Kadın onu vermeye zorlar, ama o yüreğindeki böyle bir duyguyu çoktan kaybetmiştir. Sonunda kendisine ağır gelen, ya da insan olmanın gereklerinden biri olan yüreğini yerinden çıkararak bir mezatçıya verir. Tekrar eski hayatına dönerek yaşamaya devam eder. Hiç olmazsa yüreği kendisini zorlamamakta, istediği gibi hareket edebilmektedir.
İnsanoğlu uzun yıllar yaratılışın sırrını aramış olup, hâla da aramaya devam etmektedir. Kimileri “buldum” demiş ama, bulduğu şey aradığının başlangıcı olmuştur. "

Dünya hızla değişiyor.Değer yarğılarıda değişiyor.İnsanlar inandıkları derğerlerden bir anda vaz geçebiliyor.
İnsanlar,politikacalılar,yazarlar ,sanatçılar bazı olaylar karşısında onları anlamak da zorlanıyoruz.Çok sakin biri ilerde cani olarak karşımıza çıkabiliyor.Bunları sorğulamalıyız.
İnsanlar ideallerinden bir anda vazgeçebiliyor.Onları farklı kulvarlarda görünce hayal kırıklığına uğruyoruz.
Acaba bir menfaat uğruna yüreğimizi satıyoruz?O kadar kolay mı inanların değer yarğılarından vaz geçmesi?

( Bir Yürek Satıldı başlıklı yazı M.Filizman tarafından 11.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu