Bunca desise iflah olmaz mı?
İfşa olan kalbe tebessüm yollanmaz mı?    Münzevi kalbine misafir iclal edilmez mi. 
Kuruyan dudaklara su, ağrıyan kalbe şifa gerekmez mi .
Ey pervasız gaddar beni hakir görmez misin Kuruyan dudaklarımı sararan solan yüzümü bilmez misin?
İlmiklerin hepsi bir bir çözülürken kördüğüm açılmaz. 
Zalim zulmünden dönmezken nedendir mazlumu hor görüp hakir görmek 
Susan dudakların idam sehpasından kurtarır mı seni?
Sesini hakikat ile duyurmak neden korkutur. Bilmez misin mahşeri Kübra’da hesabın varlığını. 
Sonun er ya da geç gelip kapını çalacağını      Bilmezdim bunca desiseleri bozulmadan evvel...
Ben sanırdım Dünya Bir desisedir 
Meğer en büyük desise kendi içimdeki hissiyat imiş. 
Bu müphem yol nereye varır ey gaddar?
Sonu hangi hakikate varır da sana büyük adımlar attırır ...
Yanlış yol doğru sonuca vardırır mı.
Ey kendini bilmez pervasız kaç ayına eskittin kendine bakarken.
Kaç aynada yabancı kendini gördün de aynalara küstün.
Nedir seni tarumar eden 
Gözleyip durduğun burnunda tüten özlemde ne?
( Sır başlıklı yazı merve-dogan tarafından 1.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu