KENDİME
BİLE ÇOK FAZLAYIM
Aşka düş de
adı sanı terk et, taneleri de bırak , tuzağı da;taşa altın adını
tak, cefaya , eziyete şeker de.(Mevlana)
Kambur bir
masalın cinayet zanlısıyım
Lisanını
bilmediğim memleketleri gezen
Ruhumla
iltica edip uzak mesafelere
Kurşundan
bir kalemle eşelerken beyin zarımı
Bir
pansiyon odasında
Enkazı
zamana bulaşan unutulmuşluğumdur...
Hayaller
buluşur sevgisi öksüz niyette
Her yetim
sevda duvarlarında yansır nefes alışının
İçimde
yanık mektupların kerih kokusu
Kaybeder
çocukluğum hatıralarını
Kemikleri
kırılmış gözlerinin şakağında
Ağlar
okyanusunu kaybetmiş can taneleri...
Düşünüyorum
da
Ortalık
malı gibi oldu düşüncelerim.
Sere serpe
gün ortası kalabalığımla,
Yarını
rezerve ediyorum kırık bir masaya.
Dökülüyor
endamıyla şiirler
Her imgeye
beyaz kefen giydirse de gassal
Öldüm
demekle bir de ölünebilse...
Öyle
kendimden geçmişim ki
Himayesiz
akıyor bu sıra gözyaşlarım.
Gökyüzünde
telaşla uçuşurken martılar,
Eskilere
öykünüp sevda nöbetleri tutuyorum,
Gözlerine
gömüyorum akşamın güneşini
Her
batışında yeniden bıkmadan
Umut
ediyorum…
Eylülün
dalından düştü iflah olmadan sonbahar
Baharı
göremeden bitirdik yazı
Karamsar
bakıyorum pencerelerden
İçimde
büyüyen sevdaya kefen dikmekle meşgulüm
Üç valiz
dolusu kimsesizliğimle volta atıyorum şehrinde
Yabancı
olduğumu biliyor taksi şoförleri
Köşe bucak kaçıyorum
caddelerinden…
Bu sabah
saçlarına astım sevdamın diyetini
Ölsem de
sırrını söylemedim duvarlara
Fısıltıların
urganını çektim
Gözüme bir
kıpırtı seğirtti ansızın
Takıldım
bakışlarına
Bilemezsin
Derin
sessizliğimle kavgadadır yüreğim…
Saatler
hangi zamanı gösterir şimdi
Asılsız bir
ihbarken kendine
Ardına
düşecek kadar cesur değil belki kelimelerim
Ve belki
aşkınla halaya duruyor kalp ağrılarım
Bütün
fazlalıkları atıyorum bedenimden
Zehir
kuşanıyor bakışlarım
Bazen
kendime bile çok fazlayım…
Dedim ya
Bazen kendime bile çok fazlayım
Duyuyor
musun kalbimi
Anlatacak
ne çok şeyim var oysa
Emin değilim bilmek istediğinden…
Adem Efiloğlu