KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
MÜSLÜMANIMSILAR!
“Bîtaraf olan bertaraf olur” şeklinde çok güzel bir sözümüz var. Kur’an-ı kerimde; “Zalime ortak olmayın, zulmü desteklemeyin”, “şeytanın adımlarını takip etmeyin” gibi sert ikazlar mevcut. Hz. Peygamber efendimiz; “Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle giderin. Buna gücünüz yetmezse dilinizle giderin. Buna da gücünüz yetmezse kalben buğuz edin. Kalben buğuz, imanın en zayıf kısmıdır” buyurur.
Kur’an, bizim rehberimiz. Onun ilkeleri doğrultusunda hareket
etmeye mecburuz. Peygamberimiz de, kur’anın uygulayıcısı. Allah’ın ve
peygamberin talimatları istikametinde hareket ettiğimiz vakit dünyada asla
problem olmaz. Tabir yerindeyse kurt ile kuzu yan yana gezer. Alem cennet olur,
barışı, kardeşliği, dostluğu, huzuru yakalarız.
Yüce kitabımızda; “fitne luşturan, terör yapan, birliği,
bütünlüğü, huzuru bozanları bulduğunuz yerde öldürün” hatırlatması var. Daha
doğrusu Rabbimizin kesin emri mevcut.
O vakit ortaya şöyle bir durum çıkıyor; Gazze’de yapılan soykırıma
sessiz kalan, üç maymunları oynayan “Müslümanımsılar” da bu yapılan zulme
ortaktır. Rabbimiz; “Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” Mevlana da: “Ya olduğun
gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” der.
Ne yazık ki bugün mankurtlaşmış insan topluluğuyla karşı
karşıyayız. Adeta, milli- manevi değerlere karşı, insanlıkla ilgili, hzur
iklimini yakalamak konusunda üzerimize ölü toprağı serpilmiş durumda. Hani bir
söz var ya; “Bir ipliğini çekince kırk yaması dökülür” diye. Aynen o
durumdayız. Gazze’de, çocukların başı gövdelerinden koparılıyor, fidanken
solduruluyor, acımasızca öldürülüyor! Kadınlar, ihtiyarlar…hülasa insanlar
merhametsizce fosfor bombalarına hedef oluyor! Böyle biri durumda insan olanın
sessiz kalması, hiçbir şey olmamış gibi aymazca tutum sergilemesi mümkün mü?
Müslüman ülkelerin güç ve kuvveti, zalimleri bir kaşık suda
boğacak derece etkili. Ama bakıyor ve görüyoruz ki kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Bir tarafta zulüm varken, onlar zevk ve sefa içinde günlerini gün ediyorlar!
Müslümanlık bu değil. Müslüman, dünyanın her hangi bir köşesinde
bir insanın ayağına diken batarsa rahatsız olan insandır. İman ile amel-i salih
( Ahlaklı ve insani davranış) birlikte zikredilir Kur’anda. Tek başına iman
geçerli değil. O yüzden: “Müminim, Müslümanım” demek yetmiyor. Rabbimiz, eylem
istiyor, aksiyoner Müslümanı seviyor. Mıymıntı, suya sabuna dokunmayan, aymaz
insana değer vermiyor. Bu hususta peygamberler bize en güzel örnektir.
Dünyadaki Müslüman ülkeler sadece “müslümanımsı ülkelerdir” Yani
adı Müslüman fakat özde münkir ve mülhittirler. Çünkü zulme rıza zulümdür.
Her zaman kan içer, her an
kandırır,
Şahsiyeti bozar şeytan zihniyet,
Yalan sözlerine hep inandırır,
Kuyumuzu kazar şeytan zihniyet!
Bozuktur halleri, düzelmiyor ki,
Uğraşsan da asla azalmıyor ki,
Yaptıklarına hiç üzülmüyor ki,
Fikrimizde gezer, şeytan zihniyet!
Düzenbazlığını her daim saklar,
Huzuru sevgiyi tümden yasaklar,
Riyakâr tavırla kendini aklar,
Zikrimize sızar şeytan zihniyet!
Dostluğa ağyardır, düşmanlığa yar,
Kine teşne olur, fitneyi duyar,
Aklın ermediği oyunları var,
Yüz verdikçe azar şeytan zihniyet!
Düşün hep, nerede din kardeşliği?
Uyan uykulardan, uyan Müslüman,
Seni kırdırmalar kin kalleşliği,
Uyan uykulardan, uyan Müslüman!
Rabbine uymadın yozda savruldun,
Hak ikaz duymadın sözde savruldun,
Kur’an’a sırt dönüp özde
savruldun,
Uyan uykulardan, uyan Müslüman!
Şerefli varlıksın bak zevahire,
Adını kaydettin hep mefahire,
Külleri sıyır da dön cevahire,
Uyan uykulardan, uyan Müslüman!
Gerçeği bulursun bakarsan eğer,
Dostluk ırmağında akarsan eğer,
Hak şulelerini yakarsan eğer,