Bir Sevdadır Bizimkisi…
BİR SEVDADIR BİZİMKİSİ…
“ Benden önce zaman yoktu,
Benden sonra da olmayacak.
Benimle doğacak,
Benimle son bulacak. ”
diyor şair öğretmenlik üzerine.
Öğretmenlik…
Kâinatın üzerinde bulunan ve etrafına bir mum, bir deniz feneri misali ışıklar yani umutlar, gelecekler saçan büyülü meslek. Öğretmen ise bu büyülü mesleğin vazgeçilmezi. Yani bir çiçek gibi, her arıya yüreciğinden bir şeyler kopararak ikram etmesini bilen bir umman, bir bağrı yanık. Kâinatı yüreği ile okuyan büyük müfessir. Kendisine emanet edilen güllere yılların verdiği güçle, kuvvetle; yüzündeki hatıralar çizgisinden aldığı güçle bir bahçevan edasıyla yaklaşan, koklayan biricik usta. Öğretmenlik mesleği ise öğrencilerine sürekli bir şeyler taşıyan, onları geleceğe, yarınlara, istikbale hazırlayan karakterin ulvi mesleği.
Aslında çevremize şöyle bir göz gezdirdiğimizde öğretmenlik mesleğini icra eden o kadar çok varlık vardır ki, her varlık çevresine kendi lisanı ve haliyle bir şeyler öğretmeye kalkıyor. Bir kedi, yavrusuna bir fareyi nasıl yakalayabileceğinin ilk derslerini verirken; belki de o yakalanma korkusu ile yaşayan fare de kendi yavrusuna kediden kaçma yollarının en pratiğini vermenin hazırlıklarını yapmaya çalışıyordur. Hayatta insanoğluna böyle bir dersi vermeye çalışıyor, fakat anlayabilene.
Bazı âlim insanların deyişleri içerisinde, insanoğlunun bünyesinde öyle bir umman yatıyordur ki; onda kâinatı, kâinatta da insanı okuyabilirsiniz. İnsan öyle bir umman, öyle bir kütüphanedir ki, bu derya da bir katre olup kaybolmakta vardır. İşte bu deryalarda, ummanlarda kaybolmayı göze alıp dalan fedakârların adıdır öğretmen. Yüreği bir serçe gibi pır pır atarak, camdan dışarı bakan minik çocuğun hayalleri uğruna kendini feda eden yüreği, gönlü büyük, fakat kendi küçük gibi görünen varlık. Her şeye inat yaşamasını bilen, yüreğini ortaya koyan, engelleri aşmasını zekâsıyla kavrayan biricik kişi.
Öğretmendir hedefleri sınır tanımaz tek varlık. Hayallerinin, umutlarının sınırı yoktur. Yüreği, gönlü sanki “ Aç açabildiğin kadar bağrını, her insanla ilgilen, onlara ilgi göster. Bağrı yanık, yüreciği kırık bir insan bırakma. ” sözünün uygulayıcısı, tamamlayıcısı. O, her şeyi ölçülü ve nizamlı yapmasını bilendir. Çünkü hitap ettiği minik yüreklerin hassasiyetini bilmektedir. Ona göre sazının teline dokunur. Öğretmen aslında mesleğinin aşığıdır. Mecnun gibi Leyla’sı uğruna her şeyi göze alarak mesleğinin hakkını vermeye çalışan, dağları aşıp biricik taze umutlara yol olan âşık.
Bir kardelen misali beyaz sevgilisi kış gelmeden gülmeyen, başını göstermeyen kar delendir o. Başını, gülücüklerini umutlarına ( öğrencilerine ) saklamasını bilen kar delen. O, dıştan bakıldığında sessiz sedasız bir volkan gibidir. Fakat güllerine bir zarar verilecek, onlar kopartılacak olurlarsa işte o zaman lavlarını etrafına onları koruma pahasına dağıtmasını, salmasını bilen civanmert insan. Önüne konulan engelleri lavlar misali aşmasını, eritmesini bilen.
Belki hepimiz aynı açıdan bakmaya biliriz öğretmenliğe. Fakat yine de paylaşırız şu yazılanları. Zamanı anlamlı ve anlamsız kılmak aslında elimizdedir. Ama yine de gelin hep birlikte bu mesleği bir kez daha anlamlı ve manalı kılmasını bilelim. Çünkü yarınlar bizim elimizde boy atacak ve atıyordur da. Anlamlı ve anlamsız muhasebesini siz yüreği deryaları aşan ummanlara bırakıyorum.
“ Hoşça bakın zatınıza…”
ÖMER BATI
26.01.2006 - Gaziantep
(
Bir Sevdadır Bizimkisi… başlıklı yazı
Ömer Batı tarafından
17.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.