Bilmediğim eller iter beni
karanlık kuyulara
ya da acaba bilmediğimi sandığım eller mi?...
Yaşamla ölüm arasında ki
Korkuluklara asılı hayatım…
Parça bütün arası
özgürlüklerini izlerim yaşamların.
Son çarpma sesi
Beton da yankılanmadan önce,
uzunluğu kestirilemeyen düşüşlerin
bittiği andır,
tıkanıp süzülemeyen yaşların
aynı beton yankısı…
"hah! tamam işte!
içimdeki çocuğu yakaladım"
dediğim anda aslında
çoktan benden uzaklaşan
ayak seslerini duyarım...
sabahtan akşama,
akşamdan sabaha
uzar zaman yaşadıkça
beynimdeki soluksuz tilkilerin eşliğinde
kovalar beni.
An mı beni harcar
ben mi an ı harcarım bilinmez.
Her gece yalın ayak
karanlığa karışıp kaybolmak ister fikirler.
Bense gideceğim yerleri düşlerim
yanıma almak istemediklerimle.
Ne zaman sarı sıcak turuncuya elimi uzatsam
bir anda tutulduğunu,
zehir yeşili dilimi konuşur duysam
aslında sustuğumu,
gözlerimden akan sıcak beyazları hissetsem
aslında çoktan çöle döndüğümü,
kırmızı kırmızı gülsem
kaşlarımın arasında ki
yaşama kızan çizgileri fark ederim...
Ne zaman aynaya baksam
bu ben değilim derim.
Aslında ta kendisiyim.

Evet tam olarak o yansıma benim,
benim olmadığını fark ettiğim her şey ile
bana benzeyen benim...

demeden önce;

Güneşe hasret cüzamlı yüzlerin
Pullanıp, esintiyle savrulan
Kalıntılarını fark ederim…

Kim düşünür ?
Kim acır ?
Kim ağlar ?

Derim…

Hiç kimse !
( Hiç Kimse… başlıklı yazı dilek-karaag tarafından 17.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu