ÖZGÜRLÜĞE KELEPÇE-04.08.2024
Hastane önünde mavi bir cezaevi arabası
Özel durağı, yanında heybetli dört muhafızı
Aralarında sıska bedeni, yaşı yirmi, yirmi beş arası
Yüzünde acı tebessüm, narin bileklerinde kelepçe
Kelepçe yirmi dört ayar çelikten
Farkında elbette ona yapılan kötülükten
Suçunu soramadım; mahcup önümden geçip giderken
Ben utandım kollarındaki yirmi dört ayar çelikten
Çelimsiz bedeni kim bilir başta neyin mağduru
Mağduru olurken bilmem neredeydi adalet,
Adaletin dört özel muhafızla sarsılmaz kanunu
Elinde kalemi yok, bileğinde altın bilezik künye
Öğretmen de olamaz artık, ne de iyi bir hemşire
Boynunda yaftası, alnında kara bir leke
Kara leke, bizim de yüz karamız
Nereden bakarsak bakalım
Günahına vebaline bizler de ortağız
Hayallerine veda etmiş, küsmüş kötü kaderine
Birileri elinden tutsaydı doktor, avukat, belki de…
Ne güzel gelin olurdu, hem iyi bir anne
O zaman en çok ona yakışırdı
Kelepçe yerine bilezik, zarif boynuna kolye.
Yakıcı bir temmuz sabahı hastane önünde
Gözümün önünden gitmeyen tesadüfî hüzünlü kare
Hayatın henüz başında yanlış iliklenen düğme
Sıska beden, narin omuzlarda ağır bir yük
Dört
muhafız arasında özgürlüğe vurulan kelepçe
Bahadır BORANLI