Hani

En mutsuz, çaresiz, yalnız anında
Bir bakarsın kimse olmaz yanında
Feleğin karanlık, zor yollarında
Pusulan, dürbünün, gözlerin hani?

Göğe ilmek atıp, köprü örersin  
Güneşe dokunup, yüzün sürersin
Hassas terazinde alkış çekersin
Gramın, dirhemin, dozların hani?

Abdal gölgelenir kanatlarında
Mevlana rahle-i tedrisatında
Yunus'a aydınlık, nur satarsın da?
Alevin, dumanın, közlerin hani

Çelik hamur olur gönül harında
Dev dağlar savrulur sert rüzgarında
Kayayı un eder dalgaların da
Yosunun, iyotun, tuzların hani?

Kir tutmaz, lekesiz, berrak mayanda
Kurt kuzu cem olur, çıkar bir anda
Cüceyi dev yapan sırlı aynanda
Güne maske satan yüzlerin hani?

Doğruluk yurdunda cirit atarsın
Birlik semahına neşe katarsın
Dirlik fermanını elde tutarsın
İblis utandıran özlerin hani?

Sevgi yuvalanmış o gül yüzünde
Kardeşliğin ahdi, can gözlerinde
Barışa, dostluğa mihenk dilin de
Tohum, fidan eken sözlerin hani?
( Hani başlıklı yazı /Murat/ tarafından 18.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu