Edep erkân çekilince
Arsızlara
ar oluruz
Şer
tohumu ekilince
Dağılmayız,
bir oluruz
Aşılmazları
aşarız
Nehirler
gibi coşarız
Dünden
yarına koşarız
Yücelerde
kar oluruz
Gül
yetişen bağlar bizim
Erişilmez
dağlar bizim
Apaydınlık
çağlar bizim
Düşmanlara
hâr oluruz
Mâzimizde
erlik vardır
Kimi
kalpte körlük vardır
Birlik
varsa dirlik vardır
Ancak
böyle var oluruz
Gönlümüz
olsa da yasta...
Güllerimiz
deste deste
Her
gün çalınır bu beste
Çetin
ceviz, zor oluruz
Bayrak
inmez yücelerden
Gün
ayrılır gecelerden
Hesap
sorup nicelerden...
Meydanlarda
er oluruz
Hakikat
söyler dilimiz
Dört
mevsim açar gülümüz
Harama
varmaz elimiz
Alınlarda
ter oluruz
Biz
ki mazlumun sesiyiz
Kimsesizin
kimsesiyiz
Bu
toprağın nefesiyiz
Yurtsuzlara
yer oluruz
Haktan
gelir nazarımız
Dostu
kesmez hızarımız
Cana
değil azarımız
Kalp
gözünde fer oluruz
Aynı
paydanın payıyız
Aynı
çeşmenin suyuyuz
Aynı
ecdadın soyuyuz
Birleşirsek
gür oluruz
Bayraktaki
kan bizimdir
Şafak
bizim, tan bizimdir
Trabzon,
Kars, Van bizimdir
Bu
vatana yâr oluruz
Bizde
edep, bizde haya
Ruhumuzda
asil maya
Sözümüzü
cihan duya!
Sönmeyen
bir nâr oluruz
Bahçemiz
bir, gülümüz bir
Dirimiz
bir, ölümüz bir
Hissiyat
bir, dilimiz bir
Aşılmaz
bir sur oluruz
Türkiye
bizim evimiz
Yunusça
engin sevimiz
Birdir
Sünnî, Alevimiz
Dergâhlarda
pir oluruz
Başlara
çorap örmeyiz
Hainlerle
iş görmeyiz
Ölürüz
de sır vermeyiz
İlelebet
sır oluruz
Harama
bakmaz gözümüz
Yalana
kaymaz sözümüz
Bahara
namzet güzümüz
Gönüllerde
zer oluruz
Ders
almazsak mâzimizden...
El
almazsak gazimizden...
Perde
kalkmaz gözümüzden
Bazen
bakar kör oluruz
Bahar
eyleriz güzleri
Kör
eyleriz kem gözleri
Tarihler
yazar bizleri
Ateşlerde
kor oluruz
Nice
devlet kurmuşuz biz
Çağa
mühür vurmuşuz biz
Dağı
dağdan sormuşuz biz
Hem
serkeş hem ser oluruz
M. NİHAT MALKOÇ