yaz aylarında kar yağardı başlarımıza
çocuktuk
terliklerimizde nasır tutardı ayaklarımız
camilerde yıkanırdı
giremezdik bu ayaklarla lüks evlere
yabancı da değildi kalbimizi kıran
bilindik şeylerdi duyduklarımız
yarımdık
bütünüyle yardımdık
belki de yarımın da yarısı
yamalıydı kusurlarımız
çocuktuk ve anlamazdık babamın bağırışlarını
bize bakışlarını akrabaların
acımanın tarifini kendi üzerimizde tarif edemezdik
büyüdükçe anladık bakışların üzerimizde paralandığını
üzerimize baktıkça parladığımızı anladılar
söndürmek istediler bu kadar parlamanın ihtişamına dayanamadıklarından
çocuktuk
adımınızın büyüklüğünün bir önemi yoktu ve biz aile diyemezdik kaçıp sığındığımız gölgelere
kış aylarını sevmezdik
yakacak kömürümüz yoktu
elektriklerimiz daha sık kesilirdi 
niçin ödev yapmadın sorularına elektrikler gittiği için de diyemezdik
kaçıncı yüzyıldaydık
olur muydu bu devirde
yoksul mu vardı o zaman diliminde
fitreler, zekatlar, çekler ve... ve...
buydu üstünü veremediğimiz anılarımızın bizde bıraktığı
yarımdık dedim ya 
hastaydı babam
böyle öğrendim yarımlığı
kaçtı herkes bizden
kaçtı herkes benden
herkes kaçtı kazanmamak için bir neden
direndim
ve sanırım yenildim
artık yarımın yarısı bile etmez nedenlerim
kapılarımız vardı küflü
içinde yuvası olan böceklerin
duvarlardan sarı sular akardı evin
çatısı delik de değildi
su akardı alabildiğine
ben saçlarımın akını kışlara bağlardım
çocukluğumu şimdiki aklım olsa bir kaşık suda boğardım
öyle yapardım sanırım
çünkü
yaşadıklarımız hep kıştı
baharın kapılarını bize kapattılar
koşup kurtulanlar kendi baharını kendisi yarattı
ben çiçek ektim diye suçlar bana kaldı
kabul etmedim
hak etmedim
baharı yüreğime takan mevsimlere sitem bile etmedim
değmedim gölgelerine bile kimsenin
anladım ki yaşamak saklanmakmış gövdenin girmediği yerlere
elimi uzatmadan kirlenmiş defterlere
adım sanım burada
yazılı kalmış cümlelerin
duyduklarımla kendimi asmaya kalktığımda
gördüklerim kendimi yaşatmaya diretti
şahidi oldum kendi yenilgime giden çaresizliğimin
çarem elleri uzanmayan
sağır bir kedi gibi
açmayan çiçek
sulanmayan göz gibi
akmayan deniz
açılmayan kapılar gibi
camdan ayna
susuz kalan bir çeşme gibi
çocuktuk ve tarifi yoktu üzerimizdeki ayak izlerinin
biz celladımıza gülümseyebilirdik yalnızca
çünkü celladından kaçanlar yenilirdi bir bakıma
celladına aşık olmuş bir çocuğun defterinden bu yara

( Gölge başlıklı yazı Efrahim tarafından 8.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu