Açın kapıları
Şayet ondadır
18 bin alemin hatrı
Nurudur aydınlatan
Karanlık zulüm dolu dünyayı
Ruhlar çöküşde insanlar pecverde
Düşkünler mal değerin de
Öte de beride
İçki kadın almış başını bir yerde
Kız çocukları diri diri gömülüp giderken
Hani vicdan hani insanlık nerede
Vahşice çekilen bu çilede
Masum halde ölen kız çocukların suçu ne
Helvadan yapılan putlarda var ilah diye
Ayrı bir ironi açıkınca yenmesi
de
İşte böyle bir zulmete
Ziyası güneşden parlak
Isısı dünyayı saracak
Aradan yıllar geçse de
Sevgisi içimizi kaplayacak
Alemlere rahmet
Kâinata merhamet
Yaralı gönüllere merhem
Hasta ruhlara şifa
Varlığı her hücreye deva
Örnek oldu her insana
Sabrıyla çileye karşı duruşu
Acıyla yoğruluşu
Adaleti hakkı hakikati
Saygıyı edebi latifesi
Vakurluk ve sevgi sahibi
Yakışırdı tabiki
Efendiler efendisine
Nebiler nebisine
Yıllar geçse de
Unutulmadı hala
Bilmesekde kokunu
Hissettik soluğunu
Gül kokan bahçende
Gözledik hep yolunu
Görmesede gözler
Bastığın toprak hala seni ister
Attığın da kalan izler
Hep sen diye inler
Yine gelsen ey sevgili
Uyandırsan uyuyan gözleri
Görmek istermiydin ki
Ümmetinin halini
Gafletten uykulu gözleri
Sen uyandır ey Nebi
Bu ümmet sana aç
Yalnız sana muhtaç
Ellerimizi sende bırakırsan eğer ki
Kimden medet umsun
Bu aciz Muhammed ümmeti
Yazarın
Önceki Yazısı