Müfredat Ve Hayat
Müfredat Ve Hayat
Müfredat Ve Hayat
Hayattan
kopuk müfredat. İletişim adına saçma sapan, hayatta hiç işe yaramayacak
bilgilerin zorla öğretilmesinin ne amacı var, ne mantığı. Toplumda
iletişimsizlik kanser gibi şifasız bir hastalık haline gelmiş, biz
kalkmış, onun yerine bir sürü saçmalıklar uydurmuşuz. Yazanın bile doğru
dürüst bilemeyeceği, öğretmenin de neye yaradığını keşfedemediği bu
papağanca ezberleri müfredata sokmuşuz.
Yalnızca bu mu? Daha
yüzlerce hayattan kopuk, öğrenciyi eğitimden soğutan, akademisyen
zırvaları eğitimi felç etmiş durumda. Zaten alabildiğine teorik olan
eğitim bu yönüyle de iyice ütopik bir karaktere bürünüyor.
Sayısal
dersler öğrencinin anlayamayacağı denli zorlaştırılıyor, sözel dersler
ezbere mahkum ediliyor, öğrenci bu iki cendere arasında sıkışıp
dururken, tek çarenin kopya çekmek olduğunu anlıyor ve bu can simidine
balıklama atlıyor, biz öğretmenler de güya eğitim yaptığımızı sanarak
aldanış içinde günlerimizi geçiriyoruz.
Şimdi biz bu çarpık
müfredatın neresinden başlayalım; okullarda kullanılmaya kullanılmaya
tahrip olmuş laboratuvarlar, kapısı açılmayan kütüphaneler,
kullanılmayarak yıllanmış ve demode olmuş bilgisayar sınıfları
eğitimimizin içler acısı halini ifade etmeye yeter.
Öğrenciye
güvenmeyen eğitim kadroları onları sürekli suça itmiş, Allah’ın günü
hakaretle karşılandığı için kendine güvenini kaybetmiş bir eğitim
ordusu. Bu eğitim ordusunun pusulası yanlış, hedefi belirsizdir. Amacı
saptırılmış, kendisi şaşırtılmıştır.
Hayattan ve hakikatten kopuk
bir müfredat, hayatla fazla ilintisi olmayan dersler öğrenciyi
şaşırtmaktan ve hayat karşısında çaresiz bırakmaktan başka yol
bırakmamış, öğrenciyi yanlış yollara sapmaya mecbur bırakmıştır.
Bir
türlü öğretilemeyen imla kuralları, noktalama işaretleri, değil en küçük
bir mektup, bir dilekçe yazmayı beceremeyen öğrenci tipi eğitimimizin ve
anlı şanlı müfredatımızın başarısıdır. Aklına esenin yeni ders koyduğu,
daha sonra bir faydası olmadığı anlaşılınca kaldırıldığı bu sistemin
iflas ettiği artık anlaşılmıştır.
Derslerin yeniden
değerlendirilmesi, müfredatın amaç belirlemesi ve hayatla ilgisi gözden
geçirilerek yeniden belirlenmesi şarttır. Bu da yetmez eğitimde devrim
şarttır. Ve bu devrim planlı, programlı, işin ehli kişilerden, eğitim
alanında uzman akil adamlardan oluşan bir kurulca yapılmalıdır. Bu
anlamda sözde değil özde bir eğitim şurası toplanmalı, orada alınan
kararlar bir icra heyetince işbölümü ve işbirliği yapılarak
uygulanmalıdır.
Bu eğitimde önce idarecilerle işe başlanmalı,
sonra eğitim kadrosu pedagojik yönden ele geçirilmelidir. İdareciler
idealist olmalı, öğrenciye güvenen, onu motive edebilen kişilerden
seçilmeli, yasakçı anlayış yerine demokrat anlayış sahibi olmalıdır.
Ayrıca her biri ideal normlarda demokrasi eğitiminden geçirilmelidir.
Edebiyat
dersleri yeniden gözden geçirilmeli, cumhuriyet edebiyatının kolay
metinlerinden başlanarak klasik ve Tanzimat edebiyata dönülmeli en son
eski Türk edebiyatı kaynaklarına dönüş yapılmalıdır. Dil dersleri
yeniden tanzim edilmeli, tümevarım yerine tümdengelim metoduyla yeniden
planlanmalıdır.
Hasılı eğitim için yapılacak çok iş var ve bu
işten de öte bir devrim denecek denli büyüktür. Bu yeni devrim kutlu
olsun şimdiden. İnananlara müjdeler olsun
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 20.9.2014
(
Müfredat Ve Hayat başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
21.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.