Senin olmadığın bir kenti solumak
Takvimlerden habersiz, küskün
Yaşarken can çekişmektir belki de.
Emek isteyen sevgiyi yitirmektir belki de.
Oturup virane duvar diplerinde,
Baykuş nağmeleri eşliğinde
Kir pas içinde
Bir bardak demli çayla,
Ciğara sarmaktır, fersiz bakışlarda.
Eğerle, meğerle başlayan cümleler kurmak,
Keşke keşke diye
Bitirip tükenmektir belki de.
Sana giden yolların kavşak noktasında
Yarım somun arasına yeşil soğan yatırıp
Bal tadında keyif çatmaktır belki de.

Senin mazi olduğun bir an da hüküm sürmek,
Aşk gibi şaha kalkmış
Dörtnala giden
Bir küheylanı dizginlemektir belki de.
Oturup kendi ahvaline ağlamak,
Sevda uğruna gözyaşıyla,
Mat mısralar dökmektir belki de.
Kendi tutsaklığını kutsayıp,
Kıramayacağı zincirleri kemirmek,
Azade methiyeler dizmektir belki de.
Belki de,
Öfkeyi, dinmek bilmeyen isyan özlemiyle,
Haykırabilmektir esir ruhlu zorbalara.
Soysuzluğun yeşerdiği yere tükürebilmektir belki de.
Bağrında yanan ateşle zemheriyi ısıtabilmek
Son bir tebessümle
Kendi çemberinin peşinde koşan çocuklar gibi,
Kadim ufuklarda kaybolmaktır belki de…….
Belki de…………..


Mehmet DAL
18.05.2010

( Belki De başlıklı yazı Mehmet Dal tarafından 18.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.