Resim: Papuç gagalı leylek
Bir şair maydonoz yazınca benim
Tüylerim dikilir uzunca benim
Şairim kızarım, kızınca benim
Söylesem söylenmez dırdır olurdu,
Dışı bir begonya, koku lavanta,
Elinde pazardan ucuz bir çanta,
Her işinde vardır biraz avanta,
Konuşsam her sözüm vırvır olurdu,
Denizi anlatır aklım şaşıyor,
Akdeniz’i sanki cepte taşıyor,
Denize üç günlük yolda yaşıyor,
Bir girse çizgili mırmır olurdu,
Her türlü yemeği yazar o şair,
Yazarken mutfakta gezer o şair,
Sofrayı şiirle dizer o şair,
Şiiri yazdıkça cırcır olurdu,
Saklambaç, kör ebe onun icadı,
Adı çelik olsa çomak soyadı,
Ömrünü yalanla boşa harcadı,
Topaca sarılsa fırfır olurdu,
Kapak yapsan sıfır satar gazete,
Zaman zaman düşer şair tezata,
Uzun anlatılmaz sığdı özete,
Karikatür çizsen Gırgır olurdu,
Kargalar çok güzel kalır yanında,
Devekuşu gibi koşar en önde,
“Papuç gagalı leylek”lik var onda,
Kuş gibi yüreği pırpır olurdu,
İstese yutar o tozu dumanı,
Kotrası aksatmaz gezi limanı,
Bir güneş bir yıldız, feza uzmanı,
Makineden hızlı çırçır olurdu,
Keşke inek olsa, faydalı sütü,
Pantolu pileli kalite ütü,
Daha o gelirken kopar gümbürtü,
Kamera kaydetse gırgır olurdu,
Sükunet huzur der, gizli gaz verir,
Kendi çalamıyor, ele saz verir,
Bir şiir yeter mi, sözüm az gelir,
İsmini verseydim, hırgür olurdu,
28 Eylül 2024,
Akşamüstü
dipnot: (maydonoz değil, doğrusu maydanoz)