SİZİ ANLATMAK...
Gördük ki ömrümüz birkaç solukmuş,
Verdik de, almağa zaman kalmadı.
Ele gelen derya, bize olukmuş,
Bizim delik kazan, asla dolmadı.
Hayırsız zamanda geldik dünyaya,
Gelenler, gideni hergün arattı.
Kimi uçtu gitti vardı Konya'ya,
Şükür, Allah bizi yaya yarattı.
Çekirdeksiz diye aldık üzümü,
İzmir'in bağları gözümden düştü.
Sanki salkımları bağın bozumu,
Herbir çekirdeğe sinek üşüştü.
Adana Kebabı başımın tâcı,
Ya Afyon Kaymağı, Manda'nın özü.
Lezzeti aratmaz mide ilacı,
Mandalar sır oldu, anılmaz sözü.
Baklava'dan geçmez Antep uşağı,
Malatya Kaysısı bal mı, şeker mi?
Belini saramaz Acem kuşağı,
Yel vurur da meyvesini döker mi?
"Ankara'da yedik taze meyvayı"
Mersin Tantuni'si gönül yoldaşı.
"Boşa çiğnemişiz yalan dünyayı"
Üstüne Şalgam'ı mideye aşı.
Trabzonun ekmeği, tere yağları,
Rize Yaylaları değer anmağa.
Ak, Karadeniz'in yüce dağları,
Ömrün yeter mi ki hep anlatmağa?
Özrüm büyük yazmadığım yerlere,
Edirne'den Kars'a, Hatay'a kadar.
Selam olsun nöbetteki erlere,
Yürek vurgunları Kerkük'te atar...
10.12.2017
Fatih-İST.
Enver Özçağlayan