Bir tren doluyor hıncahınç bedenle.
Bir ömür alıyor gardan her seferde.
Herkesin gitmesinde ayrı nedenler.
Bir tren gidiyor umut yüküyle...
Bir kaçış ya da bir kurtuluş yok bunda.
Giden örselendiği için gitmek zorunda.
Gözlerinde pus ve elinde valiziyle.
Bir tren gidiyor camları kan iziyle...
Tıkabasa dolu gar ve saat başı seferler.
Hepsi birer pırlanta, giden şu neferler.
Hani meleklerimin beyaz önlükleri neredeler?
Bir tren gidiyor bagajı dolu kefenler...
Ah, ahh bizim ümit ettiklerimiz...
Yarına gölge diye fidan ektiklerimiz...
Cahil sıcağında yakıyor sizin eksikliğiniz.
Bir tren gidiyor ve siz gittiniz...
Al işte al sana bir mutsuz son daha.
Bize mutsuzluktan zaten yok reha.
Mutluluk bizlere erişilmez bir vaha.
Bir tren gidiyor seferler intiha...