Hikaye / Dostluk Hikayeleri

Eklenme Tarihi : 16.11.2024
Okunma Sayısı : 961
Yorum Sayısı : 14
Aziz Misafir Gelmiş Hareketlen Tez Hanım (İkinci Bölüm)


 

Konuk edelim etmesinede duyan geliyor kardeşim, eh o halde bizim köyümüzde ki arkadaşlara uyguladığımız sistemi uygulamak lazım, yani misafirleri gruplar halinde alacağız. Yatacak yerimiz çok, gerçi Sami hocanın yatacak yeri yok ya; Ona da bir yer ayarlarız. Asıl önemli olan yemek masasını düzenlemek.

-Ne dersin Nevin kaç kişi alalım ilk etapta?

-Yirmi

-Yirmi mi yahu nereye sığdıracaksın bu kadar insanı, Rüyayı düşün ne rüyalarla gelecek buraya çocuk, üstelik çok yakınımızda Denizli’den gelecek, Sami hocada yakın sayılır.

-Peki sen kaç diyorsun, kaç kişi gelsin,

-Bizimle birlikte en fazla on bir.

-Tamam o zaman say bakalım.

-Öncelikle Sami üstat ve torunu Rüya, bu arada Rüya’ya söyleyeceğim bana Fikret ağabey desin, 

ben Sami hoca kadar yaşlı değilim çünkü.


-Mücella hoca da gelsin ilk grupta güzel şiir okur, güzelde yazar ayrıca.

-Tamam, başka Çerkezoğlu diyorduk.

-Yok o zor gelir biraz, parası kalmamıştır, bizden kıskanmış neredeyse bütün Edebiyat evini bir kafe’de misafir etmiş, eh malum bekar adam.

-Eee ne var bunda

-Diyorum ya Sermayeyi Edebiyat Evine yüklemiş, üstelik birde Site İmla Polisi Trafik cezası kesince iyice yolsuz kalmış garibim, yahu Allah aşkına sen bekar adamsın ne diye o kadar misafir topluyorsun başına kıskanç adam.

-Hani Gemisi var diyordun Çerkezoğlunun.

-Yok canım ne gemisi Geminin personeli o, sen yanlış hatırlıyorsun, ben her limanda bir sevgilisi var demiştim.

-Yazık ya, ibanına para gönder gelsin.

-Tamam tamam göndeririz gelsin ibanına yandığım, etti mi dört.

-Evet

-Birde romantik ihtiyar Kul Mehmet var, onunla beş oluyor, sonra  döpiyesin ne olduğunu ben söyleyince merak edip  öğrenen Düş Terzisi var, etti mi altı.

-Evet.

-Sonra birde Alageyik var şimdi kış ormanlarda üşürüm ben artık sırayla sizlerin evini dolaşayım diyor, hani şu bizim Fatma bacı, onunla yedi kişi oldu.

-Zaralı pehlivan, pardon şampiyon da gelsin, onunla fizik yarışması yapacağız. Oldu mu sekiz?

-Bir kişi kaldı, çünkü ikide biz varız.

-Evet ilk grubun sonuncusu da Meryem Keskin olsun, garibim okuyor da sesi çıkmıyor.

-Eyvah Yıldız Gülüm’ü unuttuk

-Onun annesi rahatsızmış, olmadı daha sonraki gruba dahil ederiz.

-Çağatay, ya Çağatay onu da unuttuk.

-Yok onu da unutmadım da, işleri biraz yoğunmuş.

-Tamam o halde ilk grubun sayısı tamamlandı, peki içlerinde saz çalan, ya da şarkı türkü söyleyen var mı?

-Sanmıyorum, hatırladığım kadarıyla Sami hocanın karga gibi bir sesi var, aslında türkü sever, ama söyleyebilir mi bilemem, Kul Mehmet Ferdi’ci, Çerkezoğlu Orhancı’dır onları da sen sevmezsin. En iyisi sen cümbüş çalarsın ben oynarım.

Ya da belki Rüya kızımız söyler. Olmadı bizim Darbükatör Rızayı çağırırız meşk etmek neymiş görsünler.

Bu arada sana söylemiş miydim bilmiyorum Sami hoca bir dans ustasıdır gerçi artık çok yaşlı becerebilirse şovu seyret, mübarek bizim zamanımızda ki dansların hepsinin ustası; Cha-cha-cha ( ya da okunuşu ile ç aça ça), twist, tango, hatta bizim danslardan halay, horon, bu arada memleketinin dansı olan Kafkas dansı.

-Vavvv, harikaymış, inşallah oynar yani danslardan bir şeyler gösterir bizim için.

-Bakalım eğer aşka gelirse tutamayız zaten.

-Pekala o işte tamam desene, sıra geldi yemeklere, sen çiğköfte yap istersen.

-Yaparım yapmasına da, ben yapınca çok acı yaparım biliyorsun, artık bağıra çağıra yiyecekler, sende içli köfte yap istersen, sonra memleket işi bir tarhana çorbası, oh yeme de yanında yat, ne demekse?

-Börek de yapmak lazım.

-Olabilir Sami hoca kol böreğini sever, ayrıca biraz yağlı olmalı o böreği yağlı sever yerken de yüzüne gözüne bulaştırır.

-Tamam o halde yemeklerde tamam, artık yatak planını da misafirler gelince yaparız.

-Ya Kemal ağabeyle bir görüşsen, Dağ Çileği Yürüyüş Grubumuzun o gün yürüyüşü varsa birde gelen arkadaşları dağlara çıkarsak.

-Yok canım olmaz o iş, çıksa çıksa bir tek Rüya çıkabilir dağlara, birde Alageyik,

O alışkındır zaten dağlara, Meryem hanımı bilemem, Sami hoca aşırı yaşlı, diğerleri de zor. Hava güzel olursa belki denize gireriz.

-Peki o zaman öbür grupları sayalım mı?

-Yok onu sırası gelince yaparız, biraz meraklansınlar.

Devam edecek


Mehmet Fikret ÜNALAN

-

 

( Aziz Misafir Gelmiş Hareketlen Tez Hanım (İkinci Bölüm) başlıklı yazı Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret) tarafından 16.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu