Hikaye / Dostluk Hikayeleri

Eklenme Tarihi : 17.11.2024
Okunma Sayısı : 909
Yorum Sayısı : 23
Aziz Misafir Gelmiş Hareketlen Tez Hanım (Üçüncü Bölüm)

 

O sabah heyecanla uyandık, hele Nevin’de bir telaş, bir telaş sormayın. İlk gelen misafirimiz, genç şair yazar sevgili kızımız Rüya, hemen arkasından ise Edebiyat Evinin dedesi tabi ki başta Rüya’nın dedesi Sami hoca teşrif etti.

Rüya Nevin ablası ile daha önce Sami üstadın evinden kahve yapma tarifi alırken telefonla konuşmuştu. Ancak yüz yüze ilk karşılaşmalarıydı. Çalışkan kızımızın gelir gelmez ilk sorusu yapacak bir iş var mı Nevin abla oldu. Ama Nevin zaten her şeyi çoktan hazırlamıştı.

Sami hoca ile yüz yüze görüşmeyeli uzun yıllar geçti. En son yaklaşık on beş yıl önce gördüğüm o delikanlıdan eser kalmamış, beli bükülmüş, dişleri dökülmüş, kafasında saç kalmamıştı. Bu haline belli etmesem de çok üzüldüm. Tabi ki hemen malum yalanı da söyledim.

-Sami hocam hiç değişmemişsin maşallah.

-Eh bakıyoruz kendimize Fikret hocam

(İçimden hadi canım nereye bakıyorsun ne bu halin diye düşündüm) Sami hoca sanki içimi okumuş gibi

-Değişmemişsin diyorsun ama, sanki içinden yaşlandığımı düşünüyor gibisin.

-Yok hocam olur mu hiç, gerçekten maşallahın var, evet Rüya kızım gelelim sana, nasıl sevdin mi buraları çok güzeldir bizim burası, şansınızdan havada çok güzel.

-Evet çok beğendim, her şey bir yana Nevin ablam çok güler yüzlü, sizde öyle tabi Fikret dedecim.

-Yok kızım dede Sami hoca, bana ağabey diyebilirsin. Kulakları çınlasın birde Nuri dede var, duyduğuma göre şu aralar İstanbul'da torun bakıyormuş. Hele bir dönsün memlekete kısmetse onu da misafir edeceğiz hanemize

-Hım, şey, hiç değilse amca desem!

-Neyse olabilir  

Az sonra Güzelçamlı Limandan acı acı gelen Gemi düdüğü, Kaptanı Derya Çerkezoğlu’nun aramıza katılmak üzere olduğunun işaretiydi, birkaç dakika sonra telefonla arayarak konum isteyen Çerkezoğlu eve kadar Gemi ile gelip gelemeyeceğini sormaz mı?

Neticede az sonra yaya olarak hanemize oda teşrif etti, sonra sırasıyla Mücella hoca,

Meryem hoca ve ihtiyar kurt Kul Mehmet geldiler, hep birlikte tatlı bir sohbete dalmışken hanımın çığlığı duyuldu.

-Fikret bakar mısın buralarda ilk defa görüyorum misafirlerin şansına her halde, karşıdan bir alageyik geliyor.

-Yahu Nevin o bizim Fatma bacı, görüntüye bakma sen soyadını yansıtıyor fiziği.

Fatma bacının ardından bu defa Tarzan çığlığına benzer bir çığlıkla aramıza Zaralı şampiyon, arkasından elinde makas ağzında toplu iğne ile Düş Terzisi katıldı.

İşin ilginç tarafı gelir gelmez dikilecek döpiyes nerede diye sormaz mı J

-Hele dur bakalım Düş Terzisi önce bir soluklan, hem sen bakma bizim öyle dediğimize aslında biz senin düşlerinde terzi olduğunu biliyoruz.

-Çok teşekkür ederim ama bu hikaye başladığından beri terzilik çalışmalarını epeyce sıkıya aldım ben, yakın zamanda her şey  dikebileceğimi düşünüyorum.

Az sonra Sami hocanın elini midesine götürdüğünü gördüm ve haydi bakalım hep beraber sofraya geçelim dedim. Sofra zaten hazırdı, bir tek içli köfteler masada değildi.

Nevin Rüya’ya dönerek bak karşıda fırının içinde içli köfteler var, soğumasın diye oraya koydum onları getiri ver kızım deyince Rüya mutfağa doğru yönelirken Kul Mehmet soğuk esprisini patlattı.

-İçli köfte demek, ilginç demek yaptığınız köftede benim gibi duygusal ve içli.

Kimsenin gülmediğini görünce durumu düzeltmek için şey şaka yaptım dedi ve utangaç bir şekilde Sami hocaya baktı.

Sami hoca gönlünü almak için olsa gerek, yok yok güzeldi, ha ha ha içli köfte, duygusal

Köfte diyorsun ha?

Bir an gözüm masaya takıldı biz içli köfte muhabbeti yaparken Zaralı çorbasını bitirmişti bile. Çerkezoğlu da bu sahneyi kaçırmamış olacak ki Zaralı’ya dönerek;

-Çok acıktın galiba şampiyon?

-Acıkırım, çok yerim, çok yemem lazım benim, şampiyonum ben, en çok benim şiirlerim okunur.

-Şampiyonsun onu anladık da şiirlerinin okunması ile ne ilgisi var onu anlayamadım?

-Şampiyonum ben her konuda şampiyonum.

Muhabbetin uzayacağını düşünerek biraz yüksek sesle haydi bakalımmm hepinize afiyet olsun diyerek sofrayı başlattım.

Zaralı üçüncü çorbayı isteyince Nevin başka çorba kalmadığını biraz mahcup bir şekilde söyleyerek zaten daha çok yemek var, kereviz vereyim size dedi.

-Bahçelerde kereviz, biz kereviz yemeyiz.

-Peki o zaman içli köftelerden buyurun, bu arada ben sulu yemek getireyim sizin için,

Ayrıca bakın marulların arasında ki Fikret hocanızın yaptığı çiğköfteler ondan da istediğiniz kadar alabilirsiniz.

Ben Sami hocadan korkarken herkes kolayca doydu ama Zaralı Şampiyonu zor doyurduk, biraz sonra kahvelerimizi içmek üzere balkona çıktık, çünkü Kasım ayının sonları olmasına rağmen yazdan kalma bir gündü. Sami hocaya döndüm ve;

-Sami hocam hava maşallah görüyorsun, keşke mayo getirmiş olsaydın yanında, seninle denize girerdik.

-Yok canım bu mevsimde olur mu?

-Olur neden olmasın ben daha dün girdim.

-Şey mayoya benzer  bir şey var yanımda ama biraz eski gibi. İnan aklıma geldi senin böyle bir teklif yapacağın son anda koyuverdim çantaya.

-Eh ala o zaman, başka denize girmek isteyen var mı? Neyse hele bir kahvelerimizi içelim.

Biraz sonra Rüya kızımız elinde kahvelerle geldi…

Mücella hocanın okuduğu şiir eşliğinde kahvelerimizi yudumladık.

Ardından Meryem hoca, Mücella hoca, Fatma bacı ve Rüya Nevin’le derin bir sohbete başladılar. Bende erkek arkadaşlara sahile doğru giderken Sami hocadan başka kimseyi denize girmeye ikna edemedim.

Devam edecek

Mehmet Fikret ÜNALAN

( Aziz Misafir Gelmiş Hareketlen Tez Hanım (Üçüncü Bölüm) başlıklı yazı Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret) tarafından 17.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu