
Yıldız Gülüm bir taraftan, Hotamışlı ve Gergef bir taraftan Sami
hocayla takas edilme hayalleri kurarken, Mecit hoca ise beni gönderme
ısrarından vazgeçmiyordu.
Mecit hoca bu takas işi için bir komisyon kurmayı bile teklif etti.
Çerkezoğlu ise daha önce birkaç saat ertelediği Uzaylıların ikinci
görüşme talebini rica minnet, gönderdikleri sesli mesajı değerlendireceğimizi
bahane ederek bir gün sonraya ertelemiş.
Hepimiz hem bedenen hem kafa olarak oldukça yorulmuştuk, bu nedenle birkaç
saat uyuyup toparlanalım, sonra sesli mesajı değerlendiririz, eğer bir sonuca
varamazsak, Mecit hocanın teklifini uygulayıp, Sami hoca ile kimi takas edeceğimizi,
ya da onu başka bir şekilde kurtarıp kurtaramayacağımızı değerlendirir, ertesi
gün Uzaylılarla yapacağımız toplantıya elimiz güçlü gireriz diye karar verdik.
Birkaç saat sonra yeniden bir araya geldiğimizde;
Mücella hoca: Enteresan bir rüya gördüm.
Mecit hoca; Hayırdır inşallah
-Gündüz niyetine değin, anlatmak ister misiniz Mücella hocam
Mücella hoca : Anlatayım, önce kankam Sami hocayı gördüm
-Öyle mi nasıl gördünüz?
Mücella hoca; Bana diyordu ki; Beni
kurtarmak için verdiğiniz uğraştan dolayı her birinize sonsuz teşekkürler.
Beni aslında uzaylılar kaçırmadı. Aramızdaki
uzaylıların ajanının kim olduğunu anlamak için ben onlara teslim oldum ve
aramızdaki ajanı buldum.
Kim diyecek olursanız?
Aramızdaki ajan Mihmandır.
Delil ve ispatı?
Beni kaçıranların başkanları kim? Uzaylı Zekiye (
Seden Kızıltunç )
Uzaylı zekiye nerede doğmuş? 1942 Yılında Ağrı'da
Mihman nereli? O da Ağrılı.
Şimdi asıl ajanı tespit ettiğimize göre beni
uzaylıların elinden kurtarmak için daha akılcı planlar yapmalısınız.
-İlginçmiş, belki de Sami hoca Uzaylıların teknolojisinden yararlanıp
sizin beyninize bir sinyal gönderdi, olur mu, olur…
-Mücella hoca; Yok canım olur mu öyle şey, hem bizim teknolojimiz
emin olun onlardan daha ileridir.
-Teknolojimiz ileri olsa ne olur, ne yapabiliriz ki?
Mücella hoca; Aslında teknolojimizi kullanarak uzaylıların gezegeninde
deprem, sel, yangına yol açarsak, bunları Sami Hocanın gelişine yorumlayacaklar
ve bu uğursuzun yüzünden oldu deyip geri gönderecekler.
-Ah Mihman’da geldi, dur bakalım şu Sami hocanın rüyası takıldı kafama,
İshak hocam sen nereliydin sahi yahu.
Mihman; Ağrılı
-Neren ağrıyor (Çok saçma bir espri oldu) Kendimi ciddiyete davet
ediyorum.
Demek Ağrılı’sın, seninle ilgili şüphelerimiz var şu Uzaylı Zekiye
nereli biliyor musun?
Mihman; Hemşerimdir, asıl adı Seden Kızıltunç
Mücella hoca; Aaa aynı rüyamdaki gibi, yoksa gerçekten beynime sinyal mi
geldi?
-Peki Mihman senin için o bir ajan aslında Uzaylıdır kendisi diyorlar
Zekiye ile birlikte çalışıyormuşsun doğru mu bu?
-Şey, kem, küm…
Mecit Hoca; Görüyor musunuz bak?
-Selocan, Nurettin yakalayın şu Mihmanı, kapatın bir odaya, bizde şöyle
akılcı planlar düşünelim.
Mücella hoca; Hayret rüyam nasıl da çıktı.
-Eh gündüz niyetine demiştim ya ondandır, peki başka ne gördünüz, bir
şey daha var diyordunuz Mücella hocam.
Mücella hoca; Şey evet onu da anlatayım; Aslında bu Sami hocamın beyine
sinyal gönderme işi gerçekten de rüyamın ikinci bölümünde de vardı; sözde hocanın
“Daha akılcı planlar yapmalısınız sözü” Edebiyat Evinin uzay yolcuları arasında
büyük bir heyecan dalgası yarattı rüya bu ya, her kafadan bir ses çıkıyordu.
-E sonra?
Mücella hoca; Sonra
efendim hikayemizin yazarı Kul Fikret Fatma Bacıya gizliden bir işaret çakınca,
Kalamiti Ceyn'e taş çıkartan Fatma Bacı yerinden fırlayarak poligon kabinine
dalıp, otomatik silahıyla iki şarjör mermiyi hedef tahtasına boşalttı ve
ortalık birden ölüm sessizliğine büründü.
-Vay canına rüyaya bak
film gibi.
Mücella hoca; Bu kadar
olsa iyi daha sonra Kemal Doğanay hoca sessizliği ilk bozan oldu. “Fikir
fırtınası yapmak üzere bir komisyon kuralım arkadaşlar. Evet diyenler parmak
kaldırsın." Birden herkes parmak kaldırınca birkaç dirsek çarpma kazası
yaşansa da ah, of seslerine aldırış edilmeden gözler Mehmet Fikret hocaya çevrildi.
-Peki ben ne yaptım,
rüyada olsa merak ettim doğrusu
Mücella hoca: Dedinki "Hotamişli,
Mecit hoca, Çerkezoğlu, Kara Osman, SelvaSelda, Meryem Keskin, Nuri Baş. Öne
çıkın bakayım! Doğanay,hoca madem komisyon önerisi senin başının altından
çıktı, sen de gel. Doğru toplantı salonuna."
-Ya diğerleri
Mücella hoca; Diğerleri
çağırılmadığı için biraz bozulmuştu. "Bizim neyimiz eksik? Bizim de
fikrimiz var belki. Bu haksızlık ama." diye homurdansalar da salonun
kapısı pat diye kapanmıştı çoktan.
Tam koltuklara yerleşmiş,
parlak fikirlerini söylemeye başlayacaktılar ki, kapı birden açıldı ve içeriye
Fatma Bacı, Mihman ve ben girdim. Komisyon istifa! Komisyon istifa!" diye
protestoya başladık.
-Ya biz hani Mihmanı oda
hapsine göndermiştik, pardon o gerçekti, senin bu anlattıkların rüya değil mi,
karıştırdım iyice, kafayı yiyecem yeminle.
Mücella hoca Evet rüyada
Mihman yanımızdaydı "Yahu ne oluyoruz? Bu ne disiplinsizlik! Çıkın
dışarı!" sesleri, baskıncıların arkasındaki kas gücü dünyaca onaylanmış Zaralı
Şampiyonu görünce kısıldı. "İyi hadi, siz de toplantıya katılın
bari." demek zorunda kaldılar.
-Zaralıdan korktuk mu
yani? Peki sonra ne oldu?
Mücella hoca; E herhalde korktunuz, bir saate yakın tartışmadan sonra etkili bir yöntem bulamamanın verdiği can sıkıntısı havada çaresizlik bulutları oluşturmuş, gözyaşı yağmurlarına dönüşmüştü ki, o ana kadar aralarına sızan ve nedense kimsenin fark etmediği Gökhan Kavcı'nın aniden masanın üzerine zıplayıp antik heykeller gibi poz vererek nutka başlamasıyla işin rengi değişti.
-Peki Zaralı Antik heykeller gibi benden başka kimse poz veremez in aşağı demedi mi?
-Mücella hoca: Yok nasılsa sesi çıkmadı. Gökhan Kavcı şöyle konuştu; "Sayın başkanım, değerli kabin amirleri ve sevgili arkadaşlarım! İyilikle Sami Hocamızı bize vermeyecekleri anlaşıldı bu uzaylıların. Gerçi Fatma Bacı uzaylıların gezegenini işgal etmeyi önermişti ama o da zahmetli bir iş.
Ben de HAARP teknolojisi ile gezegenlerinde deprem yapmayı öneriyorum. İyonosfere elektromanyetik dalgalar göndererek gezegenlerindeki tektonik tabakaları harekete geçirir dokuz şiddetinde depremler sağlayabiliriz.
Olmadı sel, olmadı yangın. Bunca felaketin nedenini bizden bilmezler de Sami Hocamızın onlara uğursuzluk getirdiğini zannederlerse anında aracımıza geri postalarlar. Ne dersiniz?"
Masanın altında gizlenen ajan Nurettin Akdeniz heyecanına yenik düşerek
"Allah derim!" diye bağırınca Zaralı bir hamlede onu yakasından çekip
masanın altından çıkardı.
-Hayda! Demek sende rüyana dayanarak teknolojimizle onları yeneriz
diyordun, bir de şu ajan işi kafama takılıyor, gerçekten Nurettin mi ajan? yoksa Mihman’ mı? Sahi birde Kul 55 için ajan diyorlardı, ajanların başı
dedikleri Nurcan hoca zaten hiç ortalarda yok.
Mücella hoca; Neyse şimdi düşünüyorum da rüyamda gördüğüm her şey gerçek
olabilir ve gerçekten kankam bunu beynime sinyalle göndermiş olabilir.
-İyi de Mücella hocam böyle uzun uzun rüyalar görüp anlatıyorsun, Sonra Nuri hoca bana bozuk atıyor "Senin işin kolay üstad, baksana her taraftan yardım yağıyor.Şöyle yaz böyle yaz diye. En iyisi sen uzay aracığını onlara bırak onlar yazsınlar senaryoyu" Diyor, hay Allah! Onun dediğini de hikayeye dahil ettim, görüyor musunuz? Zaten Erdoğan hoca da ısrarla Sami hocanın yerine Nuri hocayı verin deyip duruyor, yoksa onun dediğini mi yapsak :)
-Mücella hoca; Ne yapayım yani, gördüğümüz rüyayı da mı anlatamayacağız?
-Anlat, anlat tabi de kafam karıştı iyice, durun bakalım biz birde uzaylı Zekiye’ye dünür
gitmeyelim, bu Sami hoca işi pişirdi mi yoksa Zekiyeyle, ben şu Mihman’ı bir sorguya çekeyim, neyin nesiymiş aralarında ki
muhabbet, olmadı kızı Sami hocaya isteyelim. Bakarsın dünür olursak aramız
düzelir Marslılarla.
Mücella hoca; Doğru vallahi, hem ne güzel olur biri Mars’lı, biri Karslı…
Mecit hoca; Ne saçma rüyalar ve ne saçma fikirler bunlar, bence Kul
Fikret Uzaylılara teslim olmamak için bahaneler yaratıyor.
-Hocam tamam ya, teslim olurum, Sami hoca için canım feda ama onun da
dediği gibi daha akılcı planlar yapmanın peşindeyiz.
Mecit hoca; Yemezler…
-Allah Allah yahu bu adam benden ne istiyor anlamadım?
Mücella hoca; Düğünde yapar mıyız Sami hocaya?
-Neden olmasın? Kız güzel olsa bari...
Mecit hoca; Evet şimdi gerçeklere dönelim, biliyorsunuz bu gün Uzaylılarla görüşme yapılacak, aklınıza rüyalardan başka fikir gelmiyorsa şu Komisyonu toplayalım artık da
kimi verip Sami hocayı alacaksak alalım.
O arada yanımıza Çerkezoğlu gelince şaşırdım ve;
-Hayırdır Çerkezoğlu, sen neden dışarıdasın, her şey yolunda mı?
Çerkezoğlu; Yolunda kaptan yolunda, Fatma bacı’yı bıraktım kabine nasıl
olsa bu işlerden anlıyor, ben şöyle bir yanınıza geleyim dedim epeyce sıkıldım,
sizler ne yapıyorsunuz?
-Ne yapalım bizde Sami hocayı ellerinden kurtarmanın çaresini arıyoruz.
Bugün yapılacak toplantı için belli bir saat var mı?
Çerkezoğlu Var tabi, bakayımmm, evet iki buçuk saatimiz var
-İyi epeyce vaktimiz var daha
Çerkezoğlu; Benim de bir fikrim var kaptan
-Söyle neymiş bakalım
Çerkezoğlu; Söyleyeyim, Sami hocayı vermezlerse onlara bir teklifte
bulunalım onları ailecek Türkiye ye davet edelim yalnız davet etmeden önce
biraz bilgi vermemiz gerek Türkiye hakkında enflasyon yüksek deriz ev fiyatları
özellikle kiralar uçmuş zaten onları duyunca gelmek istemezlerse de en azından
durumun vahametini anlayıp insafa gelerek serbest bırakabilirler :)
Olmadı Alper GEZERAVCI dan bahsederiz onu mutlaka tanırlar adam hem
gezer hem de avcı deriz sizi avlar burada ruhunuz dahi duymaz:)daha da olmaz sa
biz hep birlikte kalırız orada:) belki orada ev kiraları falan uygundur:)
-İyi misin sen Çerkezoğlu çaremi buluyorsun, içini mi döküyorsun. Ah
bakın bizim mızıkacı başı Ahmet hoca geldi. Belki onun da bir fikri vardır ne
dersiniz?
Ahmet Zeytinci; Var tabi olmaz mı?
-Lütfen söyle Ahmet hocam inşallah şöyle sağlam bir fikirdir.
Ahmet Zeytinci: Şimdi şöyle; hatırlarsanız bizim Mustafa Topaloğlu
uzaylıydı değil mi?
-Evet ama o öldü galiba
Ahmet Zeytinci; Hayır ölen ağabeyi, hani diyorum ki onu söylesek belki
tanıyan vardır içlerinde, biz Topaloğlunun arkadaşlarıyız desek.
-İyi de ben onun Uzaydan dünyaya sürüldüğünü hatırlıyorum, sevselerdi
sürmezlerdi, belki tam tersine daha çok gıcık olurlar bize.
Ahmet Zeytinci; O zaman bu hikaye bitmez Fikret hocam, maceraya devam…
O zaman sessiz olun hikayeyi biraz kendim yazayım da Nuri hoca bozuk atmasın:
Sevgili Seyir defteri; Güneşe ve Aya gidelim hayali ile çıktığımız yolculukta işler iyice sarpa sardı.
Uzaylıların Sami hocayı kaçırması, ya da Sami hocanın Uzaylı Zekiye'ye yandığı için bilerek aralarına karışması planlarımızı alt üst etti.
Sevgili Seyir Defteri; İşte bu nedenledir ki, hikaye uzadıkça uzadı, sende oradan bizi seyredip duracağına bir çare bulmuyorsun, ne biçim seyir defterisin ya? Lütfen biraz hareketlen, el oğlu Afrika gezisini neredeyse bitirecek, biz halen yerimizde sayıp duruyoruz.
Sevgili Seyir Defteri; Eğer bu sorunu çözecek olursan hele Sami hoca ile Uzaylı Zekiyenin arasını bir şekilde yaparsan, inan seni düğünde halay başı yapacağım."
Devam edecek
Dokuzuncu Bölümün Sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN