Online Üye
Online Ziyaretçi

Kim bilir hangi merhumun yadigarıydı.
Ya da belki,
İç cebindeki son yüzlük de utulunca
kumar borcuna diyet diye sayıldı; Mecbur.
Bu ne biçim ceket?
Cebinde hala taze duruyor,
Asılı bulunduğu ağaçta öten ispinoz sesleri.
Omuzunda bir kaç göz yaşı izi,
"Kimbilir kimin derdini dinledi/ğine delil"
(Gelirken) ekmek (al) kırıntıları nasıl da
birikmiş astarına delik cebinden dökülüp.
Bu ne biçim ceket bilader,
Nasıl sinmiş haki rengine giyenin kimsesizliği.
Yakından baktım;
İliklerine kadar da işlemiş
Onu giyenin çaresizliği...