Nazi Almanya’sının katliamı sonucu Avrupa'yı büyük çoğunlukla terk eden Yahudiler özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde ciddi bir güç kazandı. Zamanla ticareti, sinemayı, siyaseti ele geçiren Yahudiler Amerika'da gizli bir güç oldu.
Hepimizin bildiği gibi
Amerika'da Cumhuriyetçilerin veya Demokratların seçimi kazanmaları ancak
Yahudilerin desteği ile olur. Bu nedenle aslında seçimi kim kazanırsa kazansın
yönetim hep Yahudilerin elindedir. 20 Ocak'ta yönetimi devralan Trump ve
ekibini iyice incelerseniz kabinenin neredeyse tamamına yakınının Yahudi veya
Yahudi destekçisi olduğunu göreceksiniz.
Amerika ve Avrupa'da
sinema, sanat ve spor hep bu ekibin elindedir. Yahudiler aleyhine yazı
yazamazsınız, söylemde bulunamazsınız, hatta tweet bile atamazsınız. Sinema
tarihine bakarsanız ödül alan ve en çok izlenen filmler hep Yahudi soykırımını
veya dramını anlatan filmlerdir. Bunlardan birkaçı; Schindler’s List (1993),
Life Is Beautiful (1998), The Pianist (2002), Remember (2015) ve daha niceleri
var.
Neden bu konulara
değindim. Çünkü bu kadar güçlü olan Yahudiler artık dünyada nefretle bakılan,
sevilmeyen ve dışlanan bir millet olarak görülmeye başlandı. 7 Ekim
2023 tarihinde başlayan ve soykırıma dönen Gazze işgali masum ve mağdur edilmiş
Yahudi tarihini yerle yeksan etti. Artık herkes biliyor ki, Yahudiler
öyle göründüğü gibi masum değil. Onlar da rahatlıkla bir milleti kadın,
çocuk ve yaşlı demeden acımasızca katledebiliyor. Savaş suçu kabul edilen her
şeyi gözü kırpmadan yapabiliyor. Gazeteci, doktor, yardım kuruluşları üyesi
demeden öldürebiliyor. Ya da BM kampına sığınmış insanları çadırlarında
yakabiliyorlar.
Artık Güney
Afrika'dan İtalya'ya, Katar'dan Venezuela'ya kadar onlarca ülke için Yahudiler
sevilmeyen millet olarak ilk sırada yerleşmiş durumda.
Bunu Müslümanlar yapmadı. Yahudiler tüm dünyada nefretle bakılan bir millet
olmayı kendi eliyle başardı.
Gelinen noktada
Netanyahu Gazze'de soykırıma başlamadan önce yapmayı söz verdiği hiçbir
hedefini gerçekleştiremedi. Hamas’ı bitirme,
esirleri kurtarma, Gazze’yi silahsızlaştırma hedefleri tamamen fiyasko ile
bitti. Özellikle Netanyahu'nun buradan sonra İran'ı özgürleştireceğiz gibi
büyük bir söylemi de boşa çıkmış oldu. Çünkü Netanyahu Hamas'ı elindeki muazzam
askeri güç ve koşulsuz destekçileri sayesinde yok edeceğini hayal etti.Ardından
bu koridoru kullanarak İran'da da bir devrim gerçekleştireceğine inanan
Netanyahuyı iç siyasette ciddi bir kriz beklemektedir. Hükümet ortağı aşırı
sağcı kanadının istifa ederek hükümetten ayrılması, İsrail de bu saatten sonra
birçok şeyin değişeceğini göstermektedir.
Gelelim ateşkes
antlaşmasına. Yapılan ateşkes antlaşması umarım uzun süreli olur ve sonucunda
da kalıcı barışa döner. Ancak Filistin'in esirlerin serbest bırakılacağı
Ofer Cezaevinin duvarlarına Arapça, İngilizce ve İbranice yazılı bir afiş
dikkat çekiciydi. Bu afişte Tevrat ve İncil'den alınan bir cümle
"Düşmanlarınızı takip edin, onları arkadan saldırın ve öldürün"
ifadesi siyonist zihniyeti göstermeye yetiyor. Böyle bir mesajın devlet
kurumunun duvarlarına asılması ve mesajın dünyaya servis edilmesi bu ateşkesin
çok uzun süreli olmayacağının sinyalini veriyor gibiydi.
7 Ekim olayları sonrası
yaşanan tüm olayları tarafsız gözle irdelersek kazananın Hamas ta olmadığını
göreceğiz. Birçok üst düzey yöneticisi ve üyesini kaybeden Hamas, kazanamasa da
kaybeden de olmadı.
Ancak şunu da göz ardı
etmememiz gerekiyor. Hamas artık birçok dünya ülkesinde terör örgütü olarak
değil de milletini ve vatanını savunan bir örgüt olarak görülüp sempati
duyulmaya başlandı.
Bu sürecin tek kazanı
bulunmaktadır o da Gazze Halkı. Direnişi ile, sabrı ile, dirayetiyle, dik
duruşuyla kazanan listesinde bir tek Gazze halkı bulunmaktadır.
Trump'ın Amerika Birleşik
Devletleri başkanlığı geçmesi ile birlikte dünyayı neler bekliyor yorum yapmak
çok zor. Ne sağı ne de solu belli olmayan bir lider olduğu bilinen Trump acaba
dünyayı yeni bir felakete mi sürükleyecek yoksa dediği gibi savaşları mı
bitirecek yaşayarak göreceğiz. Bugün itibariyle göreve başlayan Trump’ın her an
bir dünya savaşı başlatabilecek biri olduğunu da unutmayalım.
Gazze’de
sağlanan ateşkes üzerine kısa kısa notlar - Oktay GÜVENER