
AKILLI CEP TELEFONLARI:Hayatımızın Vaz Geçilmezi
Durum çok vahim!
Cep telefonuyla ilgili yazılar ve şiirler okuyoruz.
Genellikle yazılar ve şiirler eleştirel yönde oluyor. Akıllı cep telefonlarının
bu noktada bir suçu var mı? O bir teknoloji ürünü. İnsanlara kolaylık sağlamak
amacıyla yapılmış. O cep telefonu yeri geldiğinde koca bir kütüphane
olabiliyor. Yeri geldiğinde belgeseller izleyebiliyoruz. Maç meraklısı, maçını
izleyebiliyor. Başı mı ağrıyor, dişi mi ağrıyor, hemen telefonuna sarılıyor ve
ağrıları için pratik çözümler bulabiliyor. Öğrenciler de çözemedikleri
problemleri bu mucize diyebileceğimiz akıllı cep telefonlarıyla çözmektedir.
Günümüzde cep telefonları henüz on, on iki
yaşlarındaki çocukların ceplerine girmiş durumdadır. Büyük bir merakla alınan
bu cep telefonları artık amacı dışında kullanılıyor. Aile fertlerinin
iletişimine engel olmaktadır. Aile bireyleri, özellikle gençlerimiz yemeklerini
yiyip, çaylarını içtikten sonra koşar adım odalarına çekiliyorlar. Çok odalı
olmayan hanelerde kardeşler aynı odayı memnun olmasalar da paylaşmak zorunda
kalıyorlar. Köşelerine çekilen aile bireyleri, hemen telefonlarını açıyorlar ve
ilgilendikleri her ne ise izlemeye/dinlemeye başlıyorlar. Zamanın nasıl
geçtiğini fark edemiyorlar bile.
Anne ve baba, evlatlarıyla sohbet etme,
sıkıntılarını dinleme imkânından mahrum kalıyor. Günümüzde bu durumdan şikayet
e-den çok sayıda veliler görüyoruz. Babaların-annelerin çağrıları, uyarıları ve
çabaları maalesef sonuçsuz kalıyor. Gençliği artık ne anne, ne baba ne de
öğretmenleri bu hastalıktan kurtaramıyor.
Burada aklıma farklı şeyler geliyor. Belki bir kötü
senaryo yazıyorum kafamda! Aile içi bağları çürütmek; nihayetinde Türk
insanının en önemli yapı taşı olan aileleri birer birer yıkarak batı tipi bir
toplum inşa etmek! Bu şartlar altında yetişen gençlerimizin nasıl hedefi
olabilir? Kendini nasıl geliştirebilir? Beyinler teknoloji ile kodlanmış iken! Hisler
silinmiş iken! Bireysel hayat tarzı, çıkarcılık ve vurdumduymazlık yayılmış
iken. Milli ve manevi-ahlaki değerler teknolojinin gölgesinde kaybolurken!
Cep telefonu hastalığının bence belli başlı
sebepleri var. Birincisi özenti. İkincisi kendini ispat etme arzusu. Üçüncüsü
de kendine sanal dünya kurup, orada yaşama isteği, yani gayesizlik!
Küresel teknoloji baronları ve onları yönlendiren
küresel güç-ler, yeni bir dünya düzeni kurmanın hesabını yapıyorlar. Bu kü-resel
baronlar, laboratuvarlarda virüs üretip, dünya nüfusunu azaltmak istiyorlar. İlaç
sektörü de ürettikleri ilaçları dünya piyasasına sürerek zenginleşmektedirler. En
vahim olanı; kendilerine hizmet edebilecek robot bir insanlığı inşa etmektir. İşte
kullandığımız ilaçlar, insanların davranışlarını, konuşmalarını,
psikolojilerini ve düşüncelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Sonuç olarak; ülkemizde
ve diğer ülkelerde yükselen suç oranlarına baktığımızda ister-istemez böyle bir
endişeye kapılıyoruz ve aklımızda çeşitli senaryolar yazıyoruz. Bu durumda
alınması gereken en etkili önlem; devletimizin sağlık ve teknoloji konularında
denetleyici olmalıdır. Milli aşılarımızı ve teknolojilerimizi üretmeli ya da
etkin bir şekilde denetlemelidir. Böylece ülkemizin geleceği olan gençlerimizin
önüne cazip hedefler koyarak bu bataklıktan kurtarmalıdır, diye düşünüyorum.
Dünyanın aydınlanma ve bilgi çağını aşma noktasında
var gücü ile çalışırken; biz aydınlanma çağının gölgesinde yan gelip yatmayı
tercih ediyoruz. Çok yazık!