Ben bu hikayeyi biliyorum.
İnan ki biliyorum.
Bir labirentin ortasında,
çıkışı arar gibi çaresiz...
Fırtınaya yenik düşmüş
bir kentten kaçar gibi, telaşlı...
Sanki,
Avcısından kaçan bir kaplan gibi bitkin,
Bir o kadar da mağrur..
Hangi çınar ağacına sırtımı dayasam geçer,
Hangi sokağın karanlığında
görünmez olurum der gibi,
Yorgun gözlerin.
Aşk dersin...
Bir muammanın içinde bulursun kendini.
Devrik cümleler boğazında düğümlenir.
Ağlayamazsın...
Okyanusun en dibinde ,
çıkarılmayı bekleyen bir inci tanesinin,
umudu vardır yine de yüreğinde,
Susarsın...
Zaten hayra alamet değildi bu rüyalar der geçersin.
İşte o zaman göğsünde kanat çırpar güvercinler.
Teker teker özgürlüğe salarsın.
Öylece dalarsın da uzaklara,
Elbet bir gün... Der gibi,
Bekler gözlerin.
Ben bu çığlıkları tanıyorum
İnan ki tanıyorum.
Hiçbir çocuğun başına dokunmamış gibi
Sevgiye hasrettir ellerin.
Bir isyandır beyninde düşünceler...
Kaderine yanarsın,
Kabahatin sende olduğuna aldırmadan.
İç çekişlerin kavgaya tutuşur,
Galibi yoktur tarafların,
Asi oldukça batarsın.
Her şeyin sahibine sığınırsın sonra,
Ellerin gökyüzüne uzanır,
Dua olur sözlerin.
Pişmanlıklar tir tir titretir bedenini,
Boşa geçen bir ömre yanarsın.
İşte o zaman
O zaman eyvah...
Eyvah!!! der gibi,
Akar gözlerin.
Ben bu gözleri
daha önce de görmüştüm!...
İnan ki görmüştüm...
(
Senin Hikayen başlıklı yazı
medvina-medvina tarafından
8.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.