Oysa ne de güzel nurluydu kahverengi bakışlarım solgun bir güle dönmeden evvel
Ahenkle şakıyan sesim şimdilerde titrek ve ürkek
Hazan Yapraklarımı döküyorum bu mevsim,
Her mevsim olduğu gibi Söğüt ağacı sanırdım
Kendimi sert kışlara alışık
Oysa şimdilerde yapraksız dallarımı sallıyorum uzak ve ırak kıyıların kollarına
Boynum bükük, gözü yaşlı kaldım
Kalbimde ne olduğunu anlayamadığım yoğun hislerin varlığı
Kader utansın şu garip gönlümü huzurlu bir dakikaya muhtaç edecek kadar acıya mahkum
Oysa havada pek güzel
İnsanın bir kış gününe inanası gelmiyor
Uğrak zamanlarda uğrasana
Başın önünde bakma öyle dalgın dalgın
Derin bir nefes ver ey bilge ağaç
Hoş bir nida ile gülümse
Bir kelam et, bir selam gönder
En güzel zamanlar sahi nerede kaldı
Savur nehrin sularında mektupları teker teker
Havada serin bir nisan havası
Portakal çiçekleri çok erken açtı
Durgunluk çöktü yine benliğime
Beyhude zaman seni benden çaldı
Artık senin genç ve arzu dolu duygularına karşılık veremez
Dedim ya havada vahşi bir güzellik var
Bilgelerin bilgesi ne garip bu hislerin
Nerden gelir gider! gerçek gülüşler sahte yüzler
Nerden gelir bana bu seni dert etmeler
Hüznünü görürüm gözlerinde hayat bulduğum bu yüzde
Bugün ne kadar güzel ve şuh.
Huşu kuşları gelir aklıma ne de güzel öterler
Duyduysan hüznün sesini ve aldıysan kokusunu
Anka kanadında sen yine de uç gel
Yazarın
Önceki Yazısı