
Gecenin
Gözleri : Manifesto!
Kara bulutlar
düştü üzerime, bir dokun bin ah işit!
Endişeliyim,
hem de çok, geleceğim morardı,
Gecelerin
bir tadı vardı; rengi siyah, gözleri kara.
Bakardı,
Gülümserdi;
O kömür gözleriyle ve siyah elbisesiyle,
Karanlık
altından bir sıcak busesiyle,
“Ben
geceyim, sana uyku olmaya geldim”
“Ben
güneşsiz doğarım hayatına, bu kara suratımla”
Gecenin
dili, lisan-ı hâl ve insana sunduğu gece tadı.
Bakardım,
Evvelinde;
Gökyüzüne
uçardım bir yarasa kanadında.
Yıldızlarımı
aradım, mehtabı aradım; yoktular!
Gecemde
kayboldular, ışığını da çalmışlar hele bak!
Neredesiniz
gecemin güzelleri, gözleri ve neşesi
Neredesiniz!
Özlüyorum;
O
kömür gözlerini; ay ile yıldızların evrelerini, dansını!
Şüheda
rengi bayrağıma konan ay-yıldızıma ne oldu?
Kim
düşürdü gökten sizi tek tek, Kaf dağının eteklerine?
Güneşimi
balçıkla kim sıvadı, geceme baykuşlar tünedi.
Mehtabım ağlıyor,
Yıldızlarım sönük dökük,
Bereket yüklü bulutlarım;
Pamuk
pamuk olmuş küle dönmüş rengi.
Yağmura
durmuyor artık, bereketsiz ülkem üstünde!
Bitkiler
feryat-figan; bulutlara hasret çığlık çığlığa!
Hayvanlar!
Melül melül bakışırlar.
Ah
o tabiatın dilsiz güzelleri,
Yaşam
alanınız ve ormanlar talan oldu talan!
Size
verilen sözler günü geldi yalan oldu yalan!
Açlık
ve susuzlukla, Nemrut’un hediyesi vurdu sizi!
Ne
oldu?
Şaşkınım!
Anlamıyorum!
Soruyorum!
Uğursuz sürüsünün alameti mi, bu gudubet hal!
Nemrut’un
nefesi değdi yurduma bak, nasılda soluyor!
Kin-nefret ekiyor her kelamıyla ve Nemrudî bakışıyla!
Teraziyi
tersinden tutmuş, adalet dağıtıyor hele bir bak!
Kantarın
topuzu,
Nefsini
mi tartıyor!
Yoksa
itibarını mı?
Kimi
tartıyor hele bir bakın, bakın ibret alın!
“Hep
bana Rabbena” der de çığlıklara kör, sağır ve dilsiz!
Keserin
sapı döner de döner garipler üstüne acımasız.
Lanetler yağıyor ülkem üstüne, yıldızlar ne yapsın.
Kin
yağmurları yağıyor, bulutlar şaşkın ve kaçkın.
Saltanatın
ziyasında yıldızların ziyası kayıplara karıştı!
Doğal
güçler;
O
Yüce Tanrı’nın melekleri; doğal güçlerin cümlesi,
Yıldırımlar
ve boranlar yolunuzu mu şaşırdınız?
Yoksa
Tanrı’nın emrini mi bekliyorsunuz; bekleyin!
Kulun
bir hesabı varsa, Tanrı’mın da bir hesabı var!
O
ilahi emri verecek bir gün, siz kutlu meleklere!
Zulmün
üzerine yürüyeceksiniz tüm heybetinizle!
Ne
taht kalacak, ne itibar ve ne de kin-öfke!
İnsanlık
nefes alacak bu mümbit beldelerde.
İlahi
emir çok yakın;
Bir
nefes kadar sıcak!
Koptu
kopacak kıyamet, Nemrut’un üstüne;
Ebabiller
taşlayacak bütün dilsiz şeytanları!
Dünyayı
kana bulayan tüm Firavunlar, Nemrutlar,
Nuh
Tufanıyla tanışacaklar, gemisiz kalacaklar!
Gecemin kömür gözleri, zalimleri boğacak!
Elbet
Tanrı hesap soracak, Firavun düzeni yıkılacak!
Zulüm
ile abat olanın berbat olacak akıbeti!
Çok yakın!...