…şehid-i millet Ali Şükrü Bey’in ruhuna tazimle…
Zaman sonsuza aktı, basiret bir an
gitti
Çalındı paslı kılıç, tenimizden
can gitti…
Bulut gözyaşı döktü, toprak açtı
bağrını
Hakikatin gür sesi, yan yüreğim
yan gitti!...
Kuş gönül kafesinden uçtu uzak
menzile
Yandı gönül sarayı; sırça köşkler,
han gitti…
Hakk’a irtihal etti ömrünün
baharında
Söndü gözümün feri, damarımdan kan
gitti…
Hicranın oku değdi acıların
kalbine
Yürekler yangın yeri, mehabetli
san gitti…
Eşkıyalar şehirde nefret kustu,
kan kustu
Pusu kurdu zalimler; edep gitti,
şan gitti…
Şahadet şerbetini içti Ali Şükrü
Bey…
Erken çöktü karanlık; güneş battı,
tan gitti
İninde öldü katil, kanı kalmadı
yerde
Ayan oldu hakikat, şüphe gitti,
zan gitti…
Dağladı yürekleri intizarın ateşi
İnsaf bitpazarında, basiret, izan
gitti…
Nefesi gül kokardı, gönüllerin
çerağı
Âhlar gökleri tuttu, yürekten
figan gitti…
Başkentin ortasında öfke sel olup
taştı
Adalet tepetaklak, terazi, mizan
gitti…
“Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytandı(r)”
Gerçekler sümen altı, hakikat nihan
gitti…
Can evinden vuruldu, bülbül gülün
bağında
Eğri büğrü dünyada, dosdoğru lisan
gitti…
Kur’an’ın ikliminde soluklandı dem
be dem
Peygamberin izinde yiğit, pehlivan
gitti…
Urgan bile ağladı, sonsuzluk
yolcusuna…
Dalından düştü yaprak; kış çöktü,
hazan gitti…
M.NİHAT MALKOÇ