Kur’an-ı Kerim, insanlığın hidayet rehberi ve adaletin temel kaynağıdır. Ancak tarih boyunca, insanların Allah’ın indirdiği hükümlere bağlı kalmak yerine, kendi yorum ve içtihatlarını dinin esaslarıymış gibi kabul ettikleri bir gelenek oluşmuştur. Bu durum, Kur’an’ın açık hükümlerine karşı yapılan en büyük ihanetlerden biridir.Maide Suresi’nin 44, 45 ve 47. ayetlerinde “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler” için sırasıyla “kâfirler”, “zalimler” ve “fasıklar” ifadeleri kullanılmıştır. Bu ifadeler, Allah’ın hükmünü terk edip kendi arzu ve hevesleriyle hareket edenlerin ne denli büyük bir sapkınlık içinde olduklarını açıkça ortaya koymaktadır. İslam tarihi boyunca bazı âlim ve evliya şahsiyetler, halk nazarında sorgulanamaz otoritelere dönüştürülmüştür. Ancak bu otoriteyi onlara Kur’an mı vermiştir, yoksa insanların hüsnü zanları mı? Kur’an, insanı kendi aklıyla ve vicdanıyla düşünmeye davet ederken, bu şahsiyetlerin dokunulmaz ilan edilmesi, tam da Kur’an’ın eleştirdiği bir davranış biçimidir.
Kur’an’da şöyle buyrulur:
> “Ve şüphesiz onlardan bir grup kitaptan sanasınız diye kitapta olmadığı halde kitap hakkında dillerini eğip bükerler. Ve o Tanrı katındandır derler. Oysa o Tanrı katından değildir. Ve onlar Tanrı'ya karşı bilerek yalan söylerler.” (Âl-i İmrân, 78)
Bu ayet, gelenekçilerin yaptığı tahrifatın açık bir örneğidir. Hadis ve mezhep kitaplarındaki çelişkili hükümlerin Kur’an’la bağdaşmadığı ortadayken, bu kaynakların Allah’ın indirdiği hükümler gibi sunulması, açık bir sapkınlık ve yalandır. Allah’ın indirdiği vahiyde çelişki bulunmaz; fakat insanlar tarafından yazılan metinlerde çelişkiler mevcuttur. Geleneksel İslam anlayışında, hadisler ve mezhepler dinin temel kaynakları arasında sayılmıştır. Ancak hadis kitaplarındaki pek çok rivayet, birbiriyle ve Kur’an’la çelişmektedir. Bu durum, hadislerin ve mezheplerin ilahi bir kaynak olmadığını açıkça gösterir. Kur’an, her konuda tek referans alınması gereken rehberdir. Sad Suresi 29. ayet bu durumu şöyle vurgular:
> “Mübarek kitabı sana ayetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirdik.”
O halde, insanlar Kur’an’ı anlayarak, üzerinde düşünerek ve hüküm çıkararak yaşamlarını şekillendirmelidir. Ancak gelenekçiler, Kur’an’ın yerine, âlim ve evliyaların içtihatlarını dine dahil ederek İslam dinini tahrif etmişlerdir; hatta bu şahısları putlaştırmıştırlar. Gelenekçilerin en büyük yanlışlarından biri, Allah’ın helallerini haram; haramlarını da helal kılmalarıdır. Bu, dinin özüne yapılan açık bir ihanettir. İnsanlar, kendi arzu ve çıkarlarına göre dini değiştirme yetkisine sahip değildir. Ancak tarih boyunca birçok âlim, kendi görüşlerini ve mezheplerinin kurallarını Allah’ın dini gibi sunmuş, böylece hakikati gölgelemiştir. Bu bağlamda, vicdan sahibi her Müslümanın yapması gereken, Allah’ın kelamını merkeze alarak hüküm vermektir. Şahısları aklamak ya da savunmak, bir Müslümanın görevi değildir. Allah’ın ayetleri, her şeyin üstünde bir otoriteye sahiptir ve insan, bu ayetler üzerinde düşünerek hayatını yönlendirmelidir. İslam, bireyin aklını ve vicdanını kullanarak Allah’ın ayetlerini anlamasını öğütler. Putlaştırılmış şahsiyetlere, mezhepsel geleneklere ya da tartışmalı rivayetlere dayanarak hüküm vermek, insanı hakikatten uzaklaştırır. Kur’an, insanlığın kurtuluş reçetesi olarak indirilmiştir ve onun üzerine başka bir kaynak konulması kabul edilemez. Sonuç olarak, Müslümanlar için asıl görev, Allah’ın kitabına sarılmak ve onun hükümlerine uygun bir hayat yaşamaktır. İnsanların uydurduğu geleneksel anlayışları terk ederek, Kur’an’ın rehberliğinde bir din anlayışı geliştirmek, hem bireysel hem toplumsal kurtuluşun anahtarıdır. Allah’ın indirdiklerini temel alan bir yaşam, insana adalet ve huzur getirir. Allah’ın ayetlerini anlamaya çalışın; putlaştırılmış şahsiyetlere değil, vahye teslim olun.
(
Kuranın Hakemliği Ve Geleneksel Din Anlayışına Eleştiri başlıklı yazı
muhammed-ridvan-kaya tarafından
3/30/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.