İnsanlık tarih boyunca çeşitli sınavlardan geçti ve din de bu sınavların merkezinde yer aldı. Eğer bugün bir savaş çıksa ve insanların önünde iki yol bulunsa; bunlardan sadece bir yol savaşı durduracak yol olsa ilk yol yalnızca Allah’ın indirdiği kitaba tabi olmak, diğeri ise mezhepler ve diğer dini yorumlarla birlikte Allah’ın kitabına uymayı gerektiren bir yol olsa tüm insanların doğru yolu seçmesi durumunda savaş durdurulacak bir kişinin dahi yanlış yolu seçmesi durumunda savaş olacak ve tüm insanlar hayatlarını kaybedecek olsalar insanlar hangi yolu seçerdi?Herkesin tahmin edebileceği gibi, hayatta kalmak isteyen insanlar Allah’ın doğrudan indirdiği kitaba, yani Kur’an’a yönelirdi. Çünkü dinin özü Kur’an’dır ve Allah, dini eksiksiz ve korunmuş olarak indirmiştir:
> "Ben, sadece bana vahyolunana uyuyorum." (En’am Suresi, 50. Ayet)
Kur’an, müminlerin rehberi ve yaşam kılavuzu olarak gönderilmişken, tarih boyunca insanlar ona eklemeler yapmış, onu yorumlamış ve çeşitli mezheplerle şekillendirmiştir. Ancak bu süreçte, Allah’ın indirdiği dinin özü değişmiş ve insanlar farklı yorumlara göre hareket etmeye başlamıştır. Nitekim Kur’an’da da insanların bir zaman sonra Kur’an’ı terk edecekleri bildirilmiştir:
> “Ve Resul: Rabbim şüphesiz kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş edindiler dedi.” (Furkan Suresi, 30. Ayet)
Peki, Müslümanlar neden Kur’an’ı tek başına yeterli görmüyor? Bunun en büyük sebebi, insanların çoğunluğa uymak istemesidir. İnsanlar, doğruyu aramak yerine, büyük kalabalıkların gittiği yolu tercih ederler. Oysa Allah, çoğunluğun yanlışta olabileceğini bildirmiştir. Kur’an, kıyamete yakın bir dönemde, insanların gerçekte ayetlere inanmadıklarını söyleyen bir canlının yerden çıkacağını bildirir:
> "Ve üzerlerine söz gerçekleştiği zaman onlara yerden bir canlı çıkarırız. Şüphesiz ki o onlara insanların ayetlerimize inanmadıklarını söyler." (Neml Suresi, 82. Ayet)
Bu ayet, insanların çoğunluğunun aslında Allah’ın ayetlerine tam anlamıyla inanmadığını ve Kur’an’ı terk ettiklerini gösteriyor.
Eğer yukarıda bahsedilen savaş gibi bir olay gerçekleşirse, insanlar önce tefsirleri, cemaatleri ve mezhepleri terk eder. Çünkü bunların sonradan dine eklenen bidatlar olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Mezhepler, tarihsel süreç içinde farklı görüşler üzerine inşa edilmiş ve birbirleriyle çatışmıştır. Şiiler, Sünnilerin hadislerini reddetmiş, Sünniler de Şiilerin hadislerini kabul etmemiştir. Böyle bir ortamda insanlar, hadisleri de terk ederek yalnızca Kur’an’a yönelir. Tarih boyunca, Muaviye’nin zulmü ve iktidar mücadeleleri, mezheplerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Sünniliğin, bu siyasi mücadelelerin bir sonucu olduğu iddia edilmiştir. Ancak gerçek anlamda Allah’ın dinine tabi olmak isteyenler, bu mezhep kavgalarını bırakıp, doğrudan Allah’ın kitabına dönmek zorunda kalacaklardır.
Kur’an, insanların hesaba çekileceği asıl kaynaktır:
> "Ve şüphesiz o sana ve kavmine bir öğüttür. Ondan sorulacaksınız." (Zuhruf Suresi, 44. Ayet)
Bu ayet, kıyamet gününde insanların Kur’an’dan hesaba çekileceğini açıkça belirtir. Öyleyse, ölüm kapıda iken, insanlar Kur’an’ı rehber edinmek yerine neden farklı kaynaklara yöneliyor?
Eğer bir savaş durumu ortaya çıkarsa veya insanlar hayatta kalmak için en doğru yolu aramak zorunda kalırsa, sonunda sadece Kur’an’a döneceklerdir. Çünkü Kur’an, Allah’ın insanlara gönderdiği eksiksiz ve değişmez rehberdir. Nebimiz Muhammed bile yalnızca kendisine vahyedilene uyduğunu bildirmiştir. Bugün savaş olmasa da ölüm herkes için yakındır ve herkes kıyamet gününde Kur’an’dan sorguya çekilecektir. Öyleyse, en doğru yol Kur’an’ı rehber edinmek ve onu yeterli görmektir. Mezhepler, cemaatler ve farklı yorumlar, insanların Allah’ın saf dinini anlamasını zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Gerçek kurtuluş, yalnızca Allah’ın indirdiği kitaba uymakta yatmaktadır.
(
İslamın Özü Sadece Kurana Uymak Mı başlıklı yazı
muhammed-ridvan-kaya tarafından
31.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.