Aşk, randevusuna geç kaldı
Ben
hırsımı içtiğim çaydan aldım
Gelir
sanmıştım
Gelmedi
Gelecek
gibi de değildi
Bir
yudum, bir yudum daha derken
Çaydanlık
küstü, gitti
Ben
hem aşksız, hem çaysız kaldım
Vadem
her gün biraz daha doluyor
Uykularım
uykusuz
Hasretim
sensiz
Bir
düş kırığı ömrüm
Belli
ki ölüm randevusunda
Aynalar
Bakmayın
öyle çaresiz
Çorak
arazilere düşen yağmur tanesi gibi yalnızım
Ellerimle
büyüttüğüm o sevda
Şimdi
başka diyarlarda
Vurulur
insan, vurulur
Hem
de orta yerinden beyninin ve yüreğinin
Ölmek
yakışmaz bize
Ölürken
yaşamaksa işkence
Manalar
da randevusuna geç kaldı
Artık
her şey anlamsız
Bitti
her şey, bitti dünya
Şimdi
koca bir boşluk
Koca
bir rüya
Ölür
insan ölür de kimseler duymaz çığlığını
Belki
de hiç sabah olmaz
Varsın
ölsün insan
Ölsün
ihanet
Hayata
prangalar vurulsun
Yalancı
bahar
Ve
ihaneti dünden hazır sevdalar ölsün
Ölüm
de randevusuna geç kaldı
Ben
bir ömür bekledim
O
hep gelmiş gibi yaptı
Ama
hiç gelmedi
Ben
hep ölmüş gibi yaptım
Ama
hiç ölemedim
ETHEM
BABRAK