Deneme / Sevgi ve Aşk Denemeleri

Eklenme Tarihi : 1.04.2025
Güncelleme Tarihi : 1.04.2025
Okunma Sayısı : 117
Yorum Sayısı : 0
Altın Üyelik Başvurusu Altın Üyelik Avantajları
Bugün Doğanlar
İbrahim Şahinyunus-bagcimahmut-ugur-samet-demirB.YILDIRIMbetul-demirhatice-guvennevin-yurukhatice-yilmarifat-altintilknur-ozcelelif-ozbetul-keskinBilgehanGülbin Döngelhayatşairi64rainKaderim olseyrantepeACEMKIZIAĞLAYÜREĞİMdelibesteciarzuVolkankemalustamustafamuratpijigettooopedickaomahiaşıkbaytarReisşair çetinTanergltpee_BABAYANİ_Rüzgar DemirRüzgar tyfnAlonewolfUgurcn44545YLMZmasalcielifNiyazkârumudumsensinmuhammet-erdem-bilicidokuyucuşahinsultan-silan-celik
Doğum gününüz kutlu olsun
Ah Sevda

Ah Sevda!

Ah sevda, saklı kentim, yağmur bakışlım!

Bu aralar herkesin dilinde sakız olmuşsun ve seni ağızları tatlansın diye ısırıp ısırıp çiğniyormuş ahali.

Sana kaç defa dedim, Sevda!
“Pankartları maviye açılmayan namussuz bir hayatın üvey oğullarına varma!” diye.

Bak, üşüdü kent gözlerinde.

Bak, sözlerin kurşun gibi düştü yüreklere.

Anlayanların gözbebeklerine yağmur düştü.

Yetmedi tufan düştü.

Kızıl kıyametin ortasına hazan düştü. 

Anlamayınca büyümesini bilmeyen çocuklar, gönüllere figan düştü.

Bana kala kala kuru bir damla gözyaşı…

Ariflerin gözündense kan düştü.

Ah Sevda, ah!
Düşü güzel uykum!

Sabrımın ve hayata direnişimin kısa ve umutsuz öyküsü!

Sen maviye çalan gözlerinde büyüttüğün bu öfkeyle daha ne bırakırsın ki geriye!

Sen bu kinle kıvranırken düşlerim gelir mi sanırsın seninle!

Dava dediğin büyük olur.

Sen karınca gibi deve yükü mü taşırsın!

Sana kaç defa dedim Sevda, bu eller bizim değil!

Bu rüzgar bizi alıp savurur.
Kahır yüklü hayat çok beklemez bir kaos daha doğurur.

Kasırgası büyük olur bu duyguların.

Hani diyorum artık ecel kapımızı çalmadan bu rüyadan vaz mı geçsek Sevdam!

Çekilsek mi mağaralarımıza?

Kangren olmus aşkların elinden mi tutsak?

Bir '-ci, -cu’ eki alıp sözcüklere mi sığınsak!

Yok Sevda! Yok!

Cümleler elinden feryad-ü figanda iken kelimeler sana az gelir.  
Duydum ki
 yükseklerden konuşuyor, bana harfleri getirin diyormuşsun.

Doğrudur, sana ünlemler bile az gelir ve bana attığın bu nokta kitaplara ağır gelir!  

 

Ah Sevda!

Ah seferimin son durağı!

Kanlı mabedimin en tepesine dikili seccadem!

Yüreğimin çorak arazisinde büyüttüğüm susuz çiçeğim.
Varlığımın ötesindeki yokluğum.

Poyrazımı sindiren telli duvaklı gelin.

Suretinde boğulup daha içerilere dalamadığım kentim. 

Suskunluğuna asalet dedikleri günden beridir, dinmedi öfkem. 

Oysa sana suskundum ve sana vurgun.

Çıkıp İbranice konuşacak içimdeki iblisi kovacaktın.

Beklemiştim, bekle demiştin.

Yüreğimde sakladıklarımı önüne sermiştim.

Takılmadan hoyrat yalnızlıklara ellerinde gülümsemek vardı Sevda.

Ama yetmiyordum Sevda.

Ne sana yetiyorum ne de ürkek bakışlarına.

Senin yürüdüğün yollardan ömür geçti, gökyüzü geçti, aşk geçti, sevgi geçti; bir ben geçemedim bu yollardan Sevda!


Ethem BABRAK

( Ah Sevda başlıklı yazı Ethem BABRAK tarafından 1.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu