Deneme / Sevgi ve Aşk Denemeleri
Eklenme Tarihi : 1.04.2025Ah Sevda!
Ah sevda, saklı
kentim, yağmur bakışlım!
Bu aralar herkesin
dilinde sakız olmuşsun ve seni ağızları tatlansın diye ısırıp ısırıp
çiğniyormuş ahali.
Sana kaç defa
dedim, Sevda!
“Pankartları maviye açılmayan namussuz bir hayatın üvey oğullarına
varma!” diye.
Bak, üşüdü kent
gözlerinde.
Bak, sözlerin
kurşun gibi düştü yüreklere.
Anlayanların
gözbebeklerine yağmur düştü.
Yetmedi tufan
düştü.
Kızıl kıyametin
ortasına hazan düştü.
Anlamayınca büyümesini
bilmeyen çocuklar, gönüllere figan düştü.
Bana kala kala
kuru bir damla gözyaşı…
Ariflerin
gözündense kan düştü.
Ah Sevda, ah!
Düşü
güzel uykum!
Sabrımın ve hayata
direnişimin kısa ve umutsuz öyküsü!
Sen maviye çalan
gözlerinde büyüttüğün bu öfkeyle daha ne bırakırsın ki geriye!
Sen bu kinle
kıvranırken düşlerim gelir mi sanırsın seninle!
Dava dediğin büyük
olur.
Sen karınca gibi
deve yükü mü taşırsın!
Sana kaç defa dedim
Sevda, bu eller bizim değil!
Bu rüzgar bizi
alıp savurur.
Kahır yüklü hayat çok beklemez bir kaos daha doğurur.
Kasırgası büyük olur
bu duyguların.
Hani diyorum artık
ecel kapımızı çalmadan bu rüyadan vaz mı geçsek Sevdam!
Çekilsek mi
mağaralarımıza?
Kangren olmus
aşkların elinden mi tutsak?
Bir '-ci, -cu’ eki
alıp sözcüklere mi sığınsak!
Yok Sevda! Yok!
Cümleler elinden feryad-ü
figanda iken kelimeler sana az gelir.
Duydum ki yükseklerden konuşuyor, bana harfleri getirin diyormuşsun.
Doğrudur, sana ünlemler
bile az gelir ve bana attığın bu nokta kitaplara ağır gelir!
Ah Sevda!
Ah seferimin son durağı!
Kanlı mabedimin en
tepesine dikili seccadem!
Yüreğimin çorak
arazisinde büyüttüğüm susuz çiçeğim.
Varlığımın ötesindeki yokluğum.
Poyrazımı sindiren
telli duvaklı gelin.
Suretinde boğulup daha içerilere dalamadığım kentim.
Suskunluğuna asalet dedikleri günden beridir, dinmedi öfkem.
Oysa sana suskundum ve sana vurgun.
Çıkıp İbranice
konuşacak içimdeki iblisi kovacaktın.
Beklemiştim, bekle
demiştin.
Yüreğimde
sakladıklarımı önüne sermiştim.
Takılmadan hoyrat
yalnızlıklara ellerinde gülümsemek vardı Sevda.
Ama yetmiyordum
Sevda.
Ne sana yetiyorum
ne de ürkek bakışlarına.
Senin yürüdüğün yollardan
ömür geçti, gökyüzü geçti, aşk geçti, sevgi geçti; bir ben geçemedim bu
yollardan Sevda!
Ethem BABRAK