Bir garibin mirası bir kaç damla gözyaşı,
Bir dertli sela bir de eski bir kimlik midir?
Yıllar sonra başında kırık bir mezar taşı
Ocak dibinde duran isli bir demlik midir?
Paslı kapı tokmağı bayramda da çalınmaz
Kim bilir oradan bir cenaze çıkacak
Ücra bir sokakta ev, arasan da bulunmaz
Evde kalmış o ceset yürekleri yakacak.
Dört duvar arasında diline kilit vurmuş
Eskimiş bir kaç kitap yanında tek yoldaşı
Hüzün çökmüş yüzüne gece selama durmuş
Anlatır bunca derdi yerdeki cansız başı.
Ana baba, oğul kız hepsinden mahrum kalmış
Bir dert ki içinde, tek kendisine açılmış
Yıllar akıp geçince omuzlara dert almış
Hazin hazin gözyaşı yağmur olup saçılmış.
Bir zamanlar bey idi elde imkan var iken
Etrafında pervane olmuş idi insanlar
Selam sabah kesilmiş sanki olmuş bir diken
Şimdi hesap sorulur nerde kaldı ihsanlar?
Üç beş kişi omuza alınca o tabutu
Bir kuş gibi uçarak mezarlığa varılır
Sessiz sessiz inince gönüllere sükutu
Ol mezar üzerine toprak diye karılır.
Kimse bilmez mezarı arayıp soran olmaz
Unutulmaya mahkum hayatın akışında
Bir Fatiha okuyup yüzüne süren olmaz
Yıllar akıp giderken ne bahar ne kışında.
Nuri Baş
Not: Yıllardır tek başına yaşayan eşimin amcasının oğlu emekli öğretmen Mustafa Ergüt bayramda evinde vefat etti. Bir kaç gün sonra duyuldu vefat ettiği.
Rabbım gani gani rahmet eylesin. Kabri Nur mekanı cennet olsun.