Tavşanı Dağa Küstürmeyin


bir fincan dolusu sevilmek için,

beni penceremle sınamış hayat.
hatrımın hiç geçmediği bu binada,
say ki; tanımadığın bir komşunum,
her daim külüne muhtaç..

gönlümün terazisinde hasret ağır,
sürgün gibiyim, 
her sokak her cadde bana ağır.
bir bakışla yerle bir olurum,
görsen, gözlerim sabır,
yüreğim musalla taşına dönmüş..

yokluğun, sobasız odamda yanar,
çatlak duvarlarımdan hasretin sızar.
şu manzarasız pencereme
ne gün doğar ne de bir kuş konar.
biliyorum, olamaz hiçbir şey
sen kadar muteber,
gönlüm ihsan istemiyor, sen gölge et yeter..

dilim lâl, içim iğde kokusu,
evvelden tanıyorum,
bu "ateş düştüğü yeri yakar" susuşu.
elde var hüsran, tende kül nişanı,
evvelden biliyorum bu masalı,
beyhûde küstürdüler dağa, tavşanı..

( Tavşanı Dağa Küstürmeyin başlıklı yazı zamir n'si tarafından 11.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu