Sonradan, gördüğümü hatırladığım bir rüya bugün aklıma düştü.
Bana seni hatırlatmayı da bir şekilde başardı.
Uzunca bir yol gittim o rüyada
Aramızda mesafe olsa da sanki birisi daha benimle yürüdü.
Bundan emin değildim, yok saydım.
Eve geri dönmeyi istedim.
Dönüş yolunda yağmur bastırdı diye hatırlıyorum.
Şimdi o emin olamadığım kişiyi düşününce sanki oydu.
O belli belirsiz rüyaya onu koyduğumda aklımda işler karışıyor şimdi:
Yağmur bastırınca ben sırılsıklam olmuşken, onda şemsiye vardı, kupkuruydu sanki.
Şemsiye altında benimle yürümek, eve dönmek varken
Şemsiyesini alıp uzaklaştı sanki.
Arada bir beni de yağmurdan koruyacakmış gibi görünse de, yapmadı.
Yağmur yağarken aslında ağladım, fark edilmedi.
Asıl, o fark etmedi.
Şemsiyesini aldı, yoluna devam etti. Bensiz.
Mesafelerle birlikte gözden kayboldu bu yağmurda.
Kendini böylece çekti benden ve hayatımdan kayboldu.
Bir rüyaya bu kadar anlam yüklemek
Ne kadar doğru bilemiyorum.
Ancak içimi dökmek, toparlamaktan daha kolay
Onu biliyorum.
Rüyalar bana çokça hatırlatır.
Hatta bazen rüyamda var olmasa bile
Varlığını hissederim, garipserim.
Tabii bu varlığın, rüyadan uyandıktan sonra
Hiçbir değeri yok.
Benim ondaki değersizliğimle eşdeğer.
01.12.2020 Salı 06.21
Yazarın
Önceki Yazısı