Gözlerimin yüzünde gezinmesine
izin ver, cam kenarlı kuşlar senin...
Gözlerin zeytin ağacımdır izin ver,
Yüzyıl gölgende beklerim.
Şiir bittince cancağızım derler mi;
Bu şehir artık kimseyi beklemiyor,
Sadece sevilmek için acemi aşk gelir.
O gün aşk, aşkı geçer.
Keder sessizdir ama sessiz olanlar
bile itiraf etmeyi, yakınmayı özler.
Uyandığında "geçmiş zaman fiili",
birini özlediğinde ayakların nereye
gideceğini bilemez.
Aynaların içinden geçiyor düşleyenin;
Unutulmaz hatıralarla dolu eski liman,
Kirli, tozlu örümcekler ağları dolanıyor.
Zaman zamanı geçer...
Hatamın özrüydü hatam, gözlerinden
gördüğüm özürü kabul edilen bir kül,
Küllere teselli içli bir şarkı söylemiştin.
Uçan kuşlar durup dinlemişlerdi o akşam.
Ben başka bir dörtlünün ortasındayım;
Ama kendimi ikili rübaide gördüğümde,
Dörtlülerde beni korkutan hiçbir şey yok.
O dem saçlarında ki rüzgar, rüzgarı geçer.
Sen ve ben olmadığımız yüzyıl sonrası,
Artık beklemez iken bu şehir kimseleri,
Köşede kuytuda kalmış bu şiir en güzel,
Bir şiiri geçer.