Az Kalsın Aşkımız Ölümsüzleşiyordu
İlk defa buluşacaktık haftalar sonra o kız arkadaşım ile... Kırk kırkbeş sene önceleri. Ne cep telefonu var nede bilgisayar... Kızılay da herkes orada buluşurdu. Gökdelenin önündeki posta hane... Daha önceden nereye gideceğimizi kararlaştırdık. Ufacık bir restoran var Sakarya Caddesinde, oraya gider hem sohbet ederiz, hem de bir şeyler yer içeriz...
Beklerken birde ağaç olmak var. Tabi sadece sen değilsin ağaç olan, bir dolu kız arkadaşını ya da yavuklusunu bekleyenlere ile birlikte koro halinde ağaç oluyoruz olmasına da kimselerde bizi sulamıyor ya da sulamaya çalışmıyor ağaç olduğumuz ile kalıyoruz, dallanıp budaklanıyoruz... Kafanda bin türlü düşünceler ''Gelir mi gelmez mi, gelirse gideceğimiz yer belli, gelmezse ne yaparız?''
Tamda ağaç olmaya ramak kalmışken geldi kız arkadaşım. Beraber doğru oraya hızlıca yol aldık bir masaya oturduk. Bende o tarihte çıta gibi delikanlıyım... Birer meyve suyu ve sandviç söyledik ve başladık sohbet etmeye, havadan sudan. Laf lafı açıyor. O zaman yaşadıklarımız neyse işte o doğrultuda sohbetler yapıyoruz. Geleceğe ait planları var mı yok mu, o bana anlatıyor, sonra dönüp ben ona anlatıyorum. Zamanda su gibi akıp gidiyor...
Masalar tahta, ama aşkımızı bir şekilde ölümsüzleştirmemiz lazım. O zamanda ufak bir çakı lazım, ama yanımızda ona benzer bir şey yok. Bizde tükenmez kalem ile garsonlara da çaktırmadan aşkımızı ölümsüzleştirelim. Hah şu yan cebimde ufak bir tükenmez kalem var, adımızın baş harflerini yazıp kalp içine alacağız, basit iş yani... Hay Allah yazmıyor kalem. Halbuki dünde o kadar kontrol ettim yazıp yazmadığını... Rezil olacağız aşkımıza... Dönüp ondan isteteyim kalem. Şansa bak onda da, sevdiğimde de yok kalem.
Ne yapsak ne yapsak diye arpacı kumruları gibi düşünüyorum. İlk aşkım bu benim hem de 18 yaşının büyük mutluluğu, hem de ne mutluluk... Kafamda bir türlü düşünceler ''Şimdi seyyar satıcı bir amcanın teyzenin biri girse de kalem var alır mısın ağabey dese'' o zamanın en büyük parası neyse şak diye çıkartıp cebimden vereceğim üçüne beşine bakmadan hem de...
Velhasıl o gün orada bir ufak çakı bıçağı ya da bir tükenmez kalem için kıvrandık durduk da aşkımızı bir türlü ölümsüz hale getiremedik. Kısa bir zaman sonrada babasının tayini çıkınca, çok sevdiğimizi zannettiğimiz kız arkadaşımız uçtu gitti ellerimizden başka başka dallara kondu... Bir kaç tane mektup vardı elimde, anı olarak, onları da sobada yaktım haber alamayınca... Yani aşkımızın ruhuna fatiha...
(
Az Kalsın Aşkımız Ölümsüzleşiyordu başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
31.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.