Kırık Zamanlardan Bir Dua


Sana anlatacak ne bir şehir kaldı,
ne zamana tutunmuş bir an,
ne de adını taşıyan bir yankı.

Yalnızca,
Sonsuzun solgun nefesi dolanır içimde,
Kayıp bir çağdan düşmüş bir sessizlik gibi.

Bir avuç rüzgârın,
Omuzlarında kan lekesi taşıyan eski bir meleğe
bir şeyler fısıldadığını duydum. 
ve bir damla ışığın,
kırık bir aynanın gözünden döküldüğünü gördüm.

İşte o zaman anladım:
Sevda;
Ne vakte gebeydi,
Ne mekâna zincirli,
Ne de bir duanın dizelerine.

Sevda,
Varla yokun birbirine sürtündüğü
o ilk kıvılcımdı.
Yanarken doğan,
Donarken yaşayan...

Bir suskunluğun içinde
gizlenmiş bir ışık yarasıydın.

Sana hiçbir mektup ulaşmadı.
Çünkü kelimeler,
Ölü zamanların avuçlarında
taşa kesiliyordu.

Sen bir düş bile değildin;
Düşler bile adını öğrenemedi.
Sen,
Düşlerin bile vardığı son sessizliktin.

Ve ben,
Gözkapaklarımın kara atlasında,
Ömrümün en derin boşluğuna
adını yazdım.
( Kırık Zamanlardan Bir Dua başlıklı yazı HüseyinDURAK tarafından 6/3/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu