Belli belirsiz yalnızlığımda bir gün
Sen tuttuğunda ellerimi,
Ağarmıştı gün…
Karıştı ufuklar önce
Bir yanda dipsiz bir kuyu
Bir yanda dalga dalga ufuk çizgisi
Dedim ki insan sevince
Nereye kadar gider, bir insan sevgisi?
Yüzümü gölgeleyen kararsızlığım
Göğsümü titreten heyecanım, arsızlığım.
Dinginleşme saatini vuruken zaman,
"Davetkâr deniz taşları,
Kırmızı gözlü kurbağalar"
Dağıldı, duyarsız efkarsızlığım
Ruhumdan bir eş türedi adeta
Uykularımı kaçırdı yarsızlığım…
Ben böyle sevgi görmedim.
Anladım ki heyecansızım
Yüreğimde yeni şubeler açıldı
İçine yuvarlanıverdim ansızın…
Sanmıştım ki tamama erdi
Macera seyri,
Gönül adına tuttuğum kayıtlar
Artık kapandı…
Güçlükle söndürdüğüm enkaz yüreğim
Yeniden yandı…
Yar bir uykudan uyandı,
Yandığım zaman asıl; o zamandı…
Bütün sevmelerde
Nasıl olacağını sevmenin; öğreten bendim.
Öyle girdi ki kalbimin tam ortasına bu yeni yangın
Aslında sevmek neymiş
Sil baştan öğrendim…
Ben kalbimle bakarım dünyaya,
Kalbimle ağlar, kalbimle gülerim…
Beynime bir set çeker de
Kalbimin gösterdiğini arar ellerim.
Sevda; nice ana kuzusunun can verdiği yerdir bilirim
Bilirim de;
Gülmeyi unuttuğum yerde açar güllerim…
Sen de gülümse; hiç olmazsa arada bir
İncindiğim kadar incitmek istemem seni
Güldalı ol; aç; olmazsa arada bir…
Son damlasına kadar içtiğim sevda zehrinden
Juliyet gibi iç; olmazsa arada bir…
Yeşersin o zaman umut tarlalarımız yürekte
Sen gül,
Çiçeğin şerbet olsun peygamber gülünden
Ben hep seni dileyeyim secdelerde.
Aşıvereyim uçsuz bucaksız sevda çölünden.
En tatlısından, en güzelinden
Kana kana içeyim senin suyundan; gül gölünden…