Sırt bu zaman zaman kaşınır. O zamanda ya siz kaşıyacaksınız sırtınızı ya da birileri kaşıyacak başka bir alternatif var mı yok mu, onu da bir araştırmak lazım... Mecaz, anlamda da sırtınız kaşınırsa illaki o birileri sırtınızı bir şekilde kaşır olmadı ya da siz onların sırtını kaşırsınız yani kısaca ya dayak yer ya da dayak atarsınız...

Zaman zaman namaz kılarken kaşındı mı gerçekten kötü oluyor insan. Namazı bozup da sırtınızın kaşınmasını giderme yoluna gidemiyor insan haliyle... Ancak son oturuştan sonra selam verip, o zaman bakacaksınız mecburen kaşıntı durumlarının giderilmesine...

Düşünsenize çok önemli bir toplantıya katılmışsınız, karşınıza milyarlık bir sürü iş adamı ve sırtınız hatır hutur kaşınma moduna girdi ama siz kaşıyamıyorsunuz. O anki gerçekten tarif edilir gibi değildir insan için. Toplantıdan çıkamadığınız gibi, kaçınmak içinde herhangi bir hareket yapmak abestir...

Benim başıma da geldi de işte onun için bu üstteki durumları anlattım size. Nasıl kaşınıyor sırtım anlatamam. Hanıma seslendim ''Hanım şu sırtımızı kaşımak için geçen sene aldığımız tahta eli versene.'' Hanım bir yerlerden bulup çıkartır hemen. Alırım elime ve hatır hutur bir güzel kaşırım sırtımı. Öyle de bir illet ki bu kaşıntı mereti, kaşındıkça sen geçer zannediyorsun, biraz mutlu olur gibi oluyorsun, daha beter kaşınıyor. İçimden sanki kaşımazsam daha çabuk geçecekmiş gibi geliyor gelmesine de, bir şey yapamıyorum...

Bir dolu yolları var kaşınmanın. Tahta el ile olmadı mı başka yollara gideriz bizde...  Sert bir kapı kenarı buldum mu gideyim biraz da oraya sürtüneyim bakalım. Kaşın kaşın nereye kadar yahu! Yok mu bunun bir çaresi? Kaşıntılolog Doktoruna mı gitmem lazım? Ne saçmalıyorum yahu! Kaşıntılolog diye bir doktor mu var? Yok tabi ki... Cildiyeciler bakar herhalde bu kaşıntı işlerine...

Şimdi ne geldi aklıma bir de şaka amaçlı üretilmiş kaşıntı tozu vardı eskiden, bizim gençliğimizde Ayhan diye bir arkadaşımıza bulaştırmış ve sonra onun kaşınmasını gülerek seyretmiştik. Nasıl kızıp da küfürler etmişti bize arkadaşımız o zaman. Epey de konuşmadı bizimle o zamanlar, sonra zar zor barıştık...

Hemen ataların o meşhur sözleri geldi aklıma nereden geldiyse... ''Züğürt olup düşünmektense uyuz uyuz kaşınmak evladır.'' demişler atalarımız... Bu atalarımızda bir alem vallahi. Mutlaka o geçmiş dönemlerde diyelim artık Paleantolojik Çağlar mı dersiniz, tarih öncesinin de daha öncesi mi dersiniz, işte o dönemlerde kaşınan bir atamız peşine de zaman zaman düşünen bir atamız, böyle bir şeyi bizlere literatüre armağan etmiş. Var olsun sağ olsun... Hakkını ödeyemeyiz atalarımızın...

( Sırtınız Kaşınırsa başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 28.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu