Asrın Dertlerinin Devası Efendimiz
Asrın dertlerinin devası EFENDİMİZ 

                       وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِين
 Vema erselnake illa rahmeten lil alemin 

“Seni Alemlere rahmet olarak gönderdik”. Diyen Rabbimiz, kainatı onun kutlu yüzü suyu hürmetine yaratmıştır. Daha peygamberlik nuru verilmeden önce bile, dost, düşman ittifakla kabul ettikleri, "emin insan" örnek şahsiyet Rasülullah Efendimizi tanımak mecburiyetindeyiz..

Geçmiş ve gelecek adına, dünya ve insanlığın maddi, manevi karşılaşacağı her olay ve hadiseyi bir görüyor gibi, bir bir haber veren ve verdikleri aynen gerçekleşen Efendimizi tanımak ve tanıtmak mecburiyetindeyiz..

Kendisi veya dünyası için çıkar peşinde olmayan, elinin tersiyle önüne serilmek istenen her teklifi reddeden, ”Bir elime güneşi bir elime ayı koysanız ben bu davadan vaz geçecek değilim” diyen.! Yalnız ve yalnızca ümmetini düşünen ve “ümmeti - ümmeti” diye inleyen efendimizi iyi anlamak ve anlatmak mecburiyetindeyiz.

21. Asırda yığılan maddi, manevi dertlerin, insanlığın maruz kaldığı felaket ve fenalıkların kol gezdiği, sevgi, saygı, vefa ve acıma duygusunun kalmadığı "modern maddiyun çağda"  ona ne kadar muhtaç olduğumuzu iyi bilmek mecburiyetindeyiz..

Bir batı'lının dediği gibi, aşılması imkansız içinden çıkılması mümkün olmayan asrımızın müşkülatlarını, halledecek, tere yağından kıl çeken inceliğinde çözebilen, Hz Muhammed (S.A.S) Efendimize ne kadar muhtacız. Dediği bu Nebi'yi iyi analiz etmek mecburiyetindeyiz.

O, döneminde bir avuç kutlu insanla imkânsızı başardı. Dünyanın en güçlü ordularını dize getirdi. Adaleti tahtına oturttu. Olmaz, onulmaz bedevi denilen Hz Vahşi misali insanların Sahabe mertebelerine yükselmelerine vesile oldu..

Başlarında değirmen taşları gibi taşlar döndürüldü. O mübarek insanlar insanlık dışı her türlü akla hayale gelmeyen iftira, acı, ıstırap, entrika gibi baskılara maruz bırakıldılar. Ama onlar yılmadı ve de PEYGAMBER'LERİNİ yarı yolda bırakmadılar. ALLAH’ tan başka beklentileri de yoktu. ALLAH (CC) ü bize yeter dediler ve o yüce mertebeye erdiler..

İnsanlık onun nurlu davası sayesinde gerçek yerini buldu. Kadınların insan olup olmadığı tartışılan o zamanın dünyasında, insanların bir meta gibi satıldığı çağda, “Cennet anaların ayağı altında” diyerek, ona en büyük payeyi vererek, tüm insanlık dışı tapuları yıktı..

Ümmi denilen Resûl, adeta Fizik, kimya Matematik, astronomi diliyle konuşuyor, verdiği şifreler tavsiye ettiği metotlar sayesinde yeraltı ve yerüstü bütün cihanın kapıları açılıp, insanlığın emrine sunuluyordu. İnsanlık, ”Saadet asrı'nın” parlayan kutup yıldızları sayesinde, gelecek adına kurtuluş reçetesini onlardan öğreniyordu.

HZ Ömer’e hitaben, ”Ya Ömer istemez misin? Dünya onların olsun, Ahiret bize yeter!” Diyordu. Çünkü onun dünya nimetleri ve makamları konusunda bir beklentisi yoktu. Tek düşüncesi Rabi’nin hoşnutluğu ve "ümmetinin İmanını" saadeti selamette görmekti.

Dünya presler, ikiyüzlü riyakârlar, içi, dışı kararmış maskara münafıkların bunu düşünecek ne kapasiteleri vardı, Ne de o konuda bir istekleri. Onların varsa yoksa tek düşünceleri, nefsanî arzu ve zevkleriydi. Diğer insanlar onların umurunda bile değildi..

O kutlu insanın gelmesiyle dünyamız nurlandı. Ufuklarda nazenin çiçekler açtı. Sineler karanlıklardan ve zülümatlardan kurtuldu. İç sıkıntılara, aile içi şiddetlere, sevgisizliğe, yönetimlerdeki dengesizliklere, ağlayan ve ağlatılan mazlumlara, abu hayat yaşam hakkını onlara sunan, dert insanı bir bir çareler sundu..

Bugünkü dertlerimizin Derman’ı da sende, İnleyen ümmetinin birbirine düşman edilmiş, paramparça müslümanların kurtuluş reçete’side sende Ya Rasulullah.

Dünyanın dört bir yanında dağınık, paramparça yaşayan, ezilip kakılan, çocuklarının üzerine bombalar yağdırılan, adeta feryatları semayı delen bu asrın insanlarının da sana ihtiyaçları var, Ya Rasulullah.

Halimize derman, gözlerimizde ferman sensin, gelecek neslimizin imdadına yetiş, bizi tekrar dirilişe sevk eden sahabe’i ikram-ı dirilttiğin gibi, o kutlu dirilişin lütfunu, Rabbimiz den bizim içinde iste Ya Rasulullah.

Kafalarımız karışık, hallerimiz dağınık, on beş asır uzak yollardan geliyoruz. Yorgun, bitkin biçareleriz. Hangisine gireceğimizi bilemedik hak ve hakikat zannettiğimiz bu yollarda ısrarla yürüyoruz, bize tekrar tercüman ol Ya Rasülüllah.

Biz kışta geldik gidiyoruz, sizler cennet asa baharlar da geleceksiniz diyen üstat  Bediüzzaman gibi, bu dağınık halimize rağmen ümit varız. Rabbim bizi sana mahcup etmesin Ya Rasülüllah.

Dini değerlerimizi aşağılayan, Müslümanların vicdanında derin yaralar açan, bu tür sapkın girişimde ve provokasyonlarda bulunanları kınıyoruz. Gereken cezaların verilmesini bekliyoruz..

Ahmet Ali Canbaz  01/07/2025
( Asrın Dertlerinin Devası Efendimiz başlıklı yazı Ahmet Ali Canbaz tarafından 1.07.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu