KARA FATMA , ŞERİFE BACI
VE KAHRAMAN TÜRK ANALARI
Üsteğmendi Fatma Seher Ana'mız,
Vatanı kurtarmaktı tek davamız.
Türk kadınının en büyük simgesi,
Duyuluyor Kara Fatma’nın sesi.
Evde durmadı koşmuştu cepheye,
Hizmet etti Kara Fatma ülkeye.
Şehit oldu eşiyle iki oğlu,
Acılarla doluydu onun yolu.
Yine de etmedi bir kere de pes,
Seviyordu Kara Fatma’yı herkes.
Türk kadınına olmuştu bir örnek,
Harp meydanıydı ona düğün dernek.
Parmakları olmuştu yara bere,
Yayıldı onun ünü de her yere.
Farkı yoktu onun da bir erkekten,
Bağlıydı bayrağına da yürekten.
Emrindeydi onun da bir müfreze,
Geliyor düşmanları eze eze.
Zorda olan her bölgeye yetişti,
Gördüğü düşmanın karnını deşti.
Duyuldu Erzurum’da onun adı,
Ülkeyi hür yapmaktı ki muradı.
Güç verdi Fatma Ana ordumuza,
Ümit olmuştu bütün yurdumuza.
Askeriydi Fatma Seher Ata’mın,
Kara Fatma’yla ünlendi bu hanım.
Sonradan da İstanbul’a yerleşti,
Bu dünyadan bir Kara Fatma geçti.
Hatırladık bizler burada onu,
Şad edelim hep birlikte ruhunu.
Başka bir ilde de çıkar anamız,
Sarılsın istedi bütün yaramız.
Kastamonu ‘dan Şerife Bacımız,
Odur bizim kahraman baş tacımız.
Cephane taşıyordu Atatürk’e,
Düşmanın olmasın dedi bu ülke.
Cephanelere kazağını sardı,
Soğuktan eli ayağı morardı.
Cephane kıymetliydi vücudundan,
Titremesi başlıyordu boynundan.
Kaldı Şerife Bacı karda, tipide,
Acı oldu onun akibedide.
Feda etti bu uğurda canını,
Böyleydi Anadolu’nun kadını.
Kahramandı Gördes’li Makbule,
Önder oldu halka cesaretiyle.
Kuva'ya katılıyordu eşiyle,
Tutuşuyordu kalbi vatan ateşiyle.
Girişiyordu çete savaşına,
Kurşun isabet ediyor başına.
Şehit oluyor daha genç yaşında,
Toprağa düşüyordu dağ başında.
Çıkmıştı vatanını savunmaya,
Gurur verir anamız Manisa’ya.
Çok kahramandı Nezahat Onbaşı,
Yunan’a karşıydı onun savaşı.
Katılmıştı Sakarya Savaşı'na,
Yardım etti çarpışan gardaşına.
Direndi babasıyla birlikte,
Hayatı geçiyordu askerlikte.
Güney Cephesinde Tayyar Rahime,
Bomba koyuyor düşman tüneline.
Savaşa katıldı Osmaniye’de,
Görev aldı Kuvay-ı milliye'de.
Düşmana gösterdi dik duruşunu
Şehit etti Fransız’ın kurşunu,
Halime Çavuş ile Emir Ayşe,
Katılmıştı onlar da direnişe.
Halime Çavuş Kastamonu’dan,
Koruyordu mermileri soğuktan.
Alıyor İstiklal Madalyası'nı,
Görüyordu Türkler’in Ata’sını.
Çete Emir Ayşe Aydın’da,
Savaşmıştı Yörük Ali yanında.
Katılmıştı Malgaç’ta baskına,
Dönmüştü Yunanlı da şaşkına.
Yunan’a verdiler büyük zayiat,
Kazandık burada çok da mühimmat.
Isaklı'lı Kara Kezik ninemiz,
Ondan gelir askere elbisemiz.
Elbiseyle doldurdu kağnısını,
Unutmayız biz bu Türk anasını.
Çekerek’li Kara Kezik nineler,
Mehmetçiğe götürür elbiseler.
Cephane taşıyordu Satı Çırpan,
Destek verdi ordumuza da heran.
İstiklal Harbi'nin kahramanları,
Yad ediyoruz bizler de onları.
Genç kızlarımız ve yaşlı hatunlar,
Cephane taşıyordu bütün bunlar.
Yollara döküldü kadını kızı,
Yırtılacak elbet bu kara yazı.
Ne yemek yapmak, ne de bebek bakmak,
Tek arzularıdır cepheye koşmak.
Veriyorlardı onlar orduya destek,
İçlerinden geliyordu bu istek.
Analarımız oldu bize örnek,
Büyük kahramanlıklar göstererek,
Yardım ediyorlardı ordumuza,
Girmesin düşman dedik yurdumuza.
Karanlıkta gidiyor kağnıları,
Cephe yolundaydı Türk anaları.
Almışlardı mermiyi kucağına,
Yürüyorlar ordu karargahına.
Battaniye sarmışlardı mermiye,
Ederler onu orduya hediye.
Kucaklarında sanki çocukları,
Çok iyi koruyorlardı ki onları.
Lazımdı cephaneler de orduya,
Hizmet ediyorlar Anadolu’ya.
Tarihteki Bacıyan-ı Rum gibi,
Türk anasıydı vatanın sahibi.
Bacıyan-ı Rum Türk’ün akıncısı,
İçinde vardı anası, bacısı.
Ahi Evran’ın eşi kurucusu,
Bu ocak vatanın koruyucusu.
Mirastır Türklere Fatma Bacı'dan,
Kurtarır bu ocak Türk’ü acıdan.
Hazırdılar eşlerinin yanında,
Bulundular vatan savunmasında.
Anadolu kadınlar teşkilatı,
Rum üstüne oluyordu harekatı.
Aynı teşkilat şimdi günümüzde,
Kara Fatma’mız gider önümüzde.
Kurucusuyla aynı onun ismi,
Düşmanı korkutur Fatma’nın cismi.
Giymişti subay üniformasını,
Yapmıştı Fatma Ana'm duasını.
İstedi düşmanın yenilmesini,
Diledi Türk’lüğün dirilmesini.
Büyük Türkiye’ydi onun ülküsü,
Hürriyet ve özgürlüktü türküsü.
Tarihten gelen Türk’ün geleneği,
Anamız da sanki yurdun erkeği.
Farkı yoktu anaların erkekten,
Bağlıydılar devletine yürekten.
Önemli değil onun için evi,
İcra ediyorlardı her görevi.
Kıymetliydi vatanı da evinden,
Gidiyordu bacılarım en önden.
Feda ettiler yurduma canını,
Çok anam verdi bu yolda kanını.
Birlik oldu kadınımız, kızımız,
Vatan için çıkıyor avazımız.
Düşmana kök söktürdü bacılar,
Hepsi de bu milletin baştacılar.
Kadınıyla , erkeğiyle birlikte,
Çok çalıştık bizler seferberlikte.
Vatan için uğraştık her saniye,
Set kurduk düşmana ve her caniye.
Vatanı dar ettik tüm zalimlere,
Dur demiştik yapılan zulümlere.
Davranmıştı düşman Türk’e barbarca,
Zülüm gördü halkımız aylarca.
Bu nedenle artmıştı hıncımız,
Unutmuyordu bunları bacımız.
Alacağız hepsinden öcümüzü,
Kadınlardan aldık biz gücümüzü.
Yunan’ı, Fransız’ı, İngiliz’i,
Durduramaz hiçbirisi de bizi.
Dik durdu karşısında Türk’ümüz,
Vatanı kurtarmak bizim ülkümüz.
Bacıyan'ın izinden yürüdüler,
Karanlıkta kağnıları sürdüler.
Karşı koydu analarım düşmana,
Yardım etsin Yaradan’ım anama.
Çoktu orduya onların emeği,
Giymişti hepsi ateşten gömleği.
Alıyorlardı her şeyi de göze,
Gerek yoktu artık başka bir söze.
Baş koymuşlardı vatanın yoluna,
Tüfeğini sarmışlardı koluna.
Kuvvetliydi hepsinin de direnci,
İçlerinde vardı yaşlısı,genci.
Çok azimliydi anamın her biri,
Cephe yolunda oldular dipdiri.
Silah tuttu hamurlu elleri,
Cephane taşımak vazifeleri.
Verdiler cephaneyi askere,
Razıyız hepsinden de binkere.
Güçlendi onlarla ordularımız,
İşte böyleydi tüm analarımız.
Araştırmacı ve yazar
DESTAN ŞAİRİ
Mesut Kılıçoğlu
ÇIKACAK OLAN 1000 SAYFALIK ALTAYLARDAN TUNA'YA KIZIL ELMA'YA TÜRKLER KİTABIMDAN BİR BÖLÜM