Malazgirt Zaferi
MALAZGİRT ZAFERİ

Malazgirt Anadolu’nun kapısı,
Disiplinliydi sultanın yapısı.

Aklına koymuştu Anadolu’yu,
Onun için eğitmişti orduyu.

Çok cesurdu sultan Alparslan atam,
Yapacaktı burayı bize vatan.

Bu vatan da asırlarca yaşarız,
Önümüzde ki engeli aşarız.

Emanet edecek burayı bize,
Gelecekti düşman önünde dize.

Bu yurt olacaktı Türk’ün kalesi,
Cihana hakim olmaktır ilkesi.

Baş koyduk bizler bu ilke uğruna,
Saldıracaktık Bizans’ın suruna.

Akıncılar başladılar akına,
Yaklaştılar Bizans’ın yakınına.

Gidiyorduk Bizans’ın üzerine,
Karşı duramazlar Türk neferine.

Hepsi de kuşanmıştı ki silahı,
Yardım ediyordu ona Allah’ı.

Allah için savaşıyordu onlar,
Bizans’lılardı Türkler’den korkanlar.

Çıkmıştı düşmanda karşı sefere,
Ölüp gidecekti haçlı kefere.

Durdurmak istiyorlar Alparslan’ı,
Vuracak onları Türk’ün insanı.

Gelmişti haçlıların da eceli,
Direniyorlar gündüzlü geceli.

Ne yapsalar hepsi de nafile,
Türkler’e karşı çıkar bir kafile.

Diyojen yürüdü Anadolu’ya,
Türk’ün olan şehirleri almaya.

Alparslan teklif etti önce barış,
Bizans der alacağım karış karış.

Kabul etmedi Diyojen barışı,
Alparslan yürüdü Bizans’a karşı.

Türk ordusu oldu ellibin kişi,
Allah’ın adını yaymaktı işi.

Asker geldi Malazgirt ovasına,
Bizans iki yüz bin taşarcasına.

Haçlılar Türk ordusunun dört katı,
Yine de yiyeceklerdi tokatı.

İnecek Türk şamarı yüzlerine,
Saplanacak okumuz gözlerine.

Hepsini biçeceğiz tırpan gibi,
Olacağız biz savaşın galibi.

Bu savaş Türk tarihine geçecek,
Anadolu Selçuklu’yu seçecek.

Bırakmadı Alparslan işini şansa,
İyi bir ders vereceğiz Bizans’a.

Yirmi altı ağustos cuma günü,
Yayılıyor cihana Türk’ün ünü.

Hep beraber kılındı cuma namazı,
Alparslan diyor ya şehid ya gazi.

Atından inerek secdeye vardı,
Etrafını hemen melekler sardı.

Yarabbi seni vekil yapıyorum,
Ve senin uğrunda savaşıyorum.

Niyetim halistir bana yardım et,
Sözümde hilaf varsa beni kahret.

Deyip gösterdi mücahidliğini,
Hak yoluna sarf etti gençliğini.

Bin yetmiş birin ağustos ayında,
Gerilmişti oklar Türk’ün yayında.

Heran düşmana saplanmaya hazır,
Dolmuştu meydana evliya hızır.

Üçler yediler ve sarıklı kırklar,
Yoktu içlerinde hiç de korkaklar.

Gelmişti oraya manevi alem,
Olmayacaktı Türkler için elem.

Ulular, koca dervişler ,erenler,
Hak yoluna çıkmıştı alperenler.

Büyük bir savaşıydı bu islamın,
Açılacaktı önü müslümanın.

Çünkü Türkler’di Allah’ın ordusu,
Çalacak birazdan hücum borusu.

Tekbir sesleri yükselecek göğe ,
Şan katacaktı onlar da Türklüğe.

Selçuklu’nun atları şahlanacak,
Tez zaman da zaferim kutlanacak.

İnanmıştık hepimiz de zafere,
Cesaret verdi Alparslan nefere.

Giymişti elbisesini bembeyaz,
Kılındı hepberaber de bir namaz.

Etti Alparslan burda duasını,
Motive etti bütün tebasını.

Askerlerim savaşın Allah için,
Küffar kafasını kılıçla biçin.

Baş koyduk biz islam yoluna,
Yardımcıdır Allah Oğuz kuluna.

Alparslan’ı dinleyen askerleri,
İnlettiler gökleri ve yerleri.

Havaya kalkmıştı bütün kılıçlar,
Hepsi dimdikti umutluydu başlar.

Kuvvetliydi askerin de inancı,
Alparslan’ı yapmışlardı baş tacı.

Allah’ın adını yaymaktı niyeti,
Baş üstünde tutmuştu onu milleti.

Hilal şekline soktu ordusunu,
Alır Anadolu’nun tapusunu.

Cenk meydanlarında geçti zamanı,
Tarihimizin en büyük kahramanı.

Ses veriyor Alparslan Malazgirt’ten,
Bahsedecek tarih artık bu Türk’ten.

Ordunun önündeydi başbuğumuz,
Türk’ün olacaktı Anadolu’muz.

Ergenekon’dan geliyor ordumuz,
Genişliyecekti gayri yurdumuz.

Oğuzlar’ın Kınık olan boyundan,
Mete Hanın muhteşem bu soyundan,

Çıkmıştı Alparslan kutsal bir yola,
Veriyordu Malazgirt’te bir mola.

Malazgirt’tir Türk’ün dönüm noktası,
Kan gölüne dönecektir ovası.

Anadolu’nun değişti kaderi,
Cenge başlar Alparslan’ın neferi.

Bu nefer ki islamın ordusu,
Hristiyanın , Bizans’ın korkusu.

Yapacaklar Malazgirt’te cihadı,
Yayılacak elbet Allah’ın adı.

Bu İ’la-yı kelimetullah için,
Dedi sultan haydi islama geçin.

Çünkü bu islamın mücadelesi,
Meleklerle donatıldı kalesi.

Çevrildi Bizans’a ucu silahın,
Adını yayacaklardı Allah’ın.

Denildi gazanız mübarek ola,
Girin arslanlarım haydi kol kola.

Aranızda Allah’ın askeri var,
Savaşacak düşmanla sizin kadar.

Karşımızda hiçbir düşman duramaz,
Bu manevi gücü kimse kıramaz.

Onlar bir yok olur, bir görünürler,
Bazen uçarlar, zırha bürünürler.

Onlara ne kılıç işler, ne de ok,
Saymayla tükenmez sayıları çok.

İnmişlerdi yeryüzüne göklerden,
Belli bir farkları yoktu Türkler’den.

Hepsi insan kılığında bir asker,
Alparslan’ın arkasında bir nefer.

Bu ümmeti Muhammed’in ordusu,
Yoktu onun hiç kimseden korkusu.

Şehitlik için asker atıyor can,
Doruktaydı o anda ki heyecan.

Saf saf olmuştu en ön de melekler,
Aydınlanmıştı nurlarıyla gökler.

Bekliyorlardı Alparslan’dan emri,
Fırlayacaklardı hemen ileri.

Takviyelendi meleklerle ordu,
Allah için yanan ateşti kordu.

Sultandan geliyor beklenen emir,
Dayanmıyor ne kalkan, ne de demir.

Sürdü Alparslan atını düşmana,
Malazgirt boyandı toza dumana.

Ya Allah Bismillah Allahüekber,
Saldırıya geçmişti bütün Türkler.

Tekbir sesleri çıkıyor semaya,
Şehitler saf saf gidiyor Mevlaya.

Savaşın en şiddetli bir anında,
Peçenek ve Uzlar soyunun yanında.

Bizans’ta ki Uzlar’la Peçenekler,
Görüyorlar karşıda ki de Türkler.

Konuşuyorlar aynı Türk dilini,
Tanımıyorlardı hiç birbirini.

Savaşta karşılaştılar ilk defa,
Başlıyacaktı Bizans’ta müdafa.

Geçiyorlardı çünkü Türk tarafına,
Varmışlardı onlar işin farkına.

Ersagun Bey uyarmıştı onları,
Hepsi de Avarlar’ın torunları,

Karşılaştılar şimdi bu gerçekle,
Geçtiler karşı tarafa istekle.

Kucaklaşıyordu Türk boyları,
Aynı yerden geliyordu soyları.

Torunudur bu boylar da Oğuz’un,
Türk’ten farkı yok Peçenek’le Uz’un.

Atalarıdır Atilla onların,
Kollarıdır bu boylar Hunlar’ın.

Selçuklu da dayanıyor Hunlar’a,
Katılın bize deniyor onlara.

Peçenekler, Uzlar, Selçuklular,
Bizans’a karşı yekvücut oldular.

Veriyorlardı hepsi de sırt sırta,
Bizans’a vuruyorlardı ard arda.

Kuruyordu Türkler de heran pusu,
Bozuluyordu Bizans’ın ordusu.

Kılıç savuruyorlardı çat pat,
Düşman ordusunda kalmadı takat.

Bir çırpıda düşman olmuştu imha,
Cesetlerle dolmuştu koca vaha.

Türk karşısında Bizans’lı ezildi,
Esirleri sıra sıra dizildi.

Koskoca Bizans ordusunu yutan,
Alparslan’dı orada başkomutan.

Alparslan Gazi islamın kılıcı,
İslam düşmanlarından can alıcı.

Malazgirt’te etti yeryüzünü dar,
Girdi Bizans’ın ortasına kadar.

Tutsak edildi imparator Romen,
Alparslan emretti getirin hemen.

İyi karşılar Alparslan Romen’i,
Gösteri ona Türk geleneğini.

Türk’te yoktur güçsüzleri öldürmek,
Zorla Allah’ın emrini bildirmek,

Hiç zorlama yoktur islam dininde,
Kula kulluk olmaz Türk’ün ilinde.

Serbest bıraktı Alparslan Romen’i,
Bitti onun ordusu ve tümeni.

İmha edildi Bizans’ın ordusu,
Oldu Romen İstanbul’un yolcusu.

Bizans’a gönderildi imparator,
Haçlının içine düşmüştü bir kor.

Duyulmuştu bu haber de Bizans’ta,
Olacak haçlılar büyük bir yasta.

Zafer haberi cihana duyruldu,
Bizans’ın vergi vermesi buyruldu.

İslam büyük bir zaferi kazandı,
Türk sınırı denizlere uzandı.

Giriyorduk ilk önce Ani’ye,
Kavuşturduk Ani’yi ilk camiye.

Anadolu da ilk ibadethane,
Yapıldı Ani harabelerine.

Kılıyordu Alparslan ilk namazı,
Burada yaptı Allah’a niyazı.

Başlıyorduk fetihlere Ani’den,
Şahlanmıştı Oğuzlar’ım yeniden.

Olur Anadolu’nun Türkleşmesi,
Başladı Oğuzlar’ın yerleşmesi.

Giriyordu boylarım her bölgeye,
Türk mührünü vurdular her yöreye.

Anadolu Türk olur boydan boya,
Kucak açtı her yer Kınık’ın soya.

Viyana yolunun ilk işareti,
Başlamıştı artık Türk hareketi.

Geçemez kimse Türkler’in önüne,
Gidecektik artık Tuna yönüne.

Asırlar sonra bizler de Tuna’dan,
Sesleniriz cihana Viyana’dan.

Malazgirt’te yaptık provasını,
Göreceğiz Avrupa ovasını.

Aklımıza koyduk bunu şimdiden,
Memnunduk bizler Alparslan Gaziden.

Alparslan Gazinin liderliğinde,
Oğuz boyların önderliğinde,

Anadolu oluyordu Türk yurdu,
Alperenlerle ilerledi ordu.

Açmıştık Anadolu’nun kapısını,
Değiştirdik bölgenin yapısını.

İnşa ettik her yere kuppeleri,
Karşıladı Anadolu biz Türkler’i.

Anadolu’yu ediyorduk inşa,
Türk yazdık bütün dağlara ve taşa.

Oğuzlar’ın akıncı beyleri,
Anadolu da yaptı Türk evleri.

Çoğalmıştı Türkler’in mimarisi,
Her şehirde açılmışdı camisi.

Ezan sesi her tarafı inletti,
Benim soyum bu ezanı dinletti.

Mest oluyordu ezanı duyanlar,
Müezzinimizdi onu okuyanlar.

Çağırdık halkı mabedlere,
İman nuru soktuk yüreklere.

Yayıyorduk Allah’ın dinini,
Kazandık milletimin güvenini.

Bir başkaydı bunu yaymanın tadı,
İ’la-yı kelimetullahtı adı.

Duyuluyor İslam dininin sesi,
Budur Türk’ün en büyük mefkuresi.

Müslüman Türk’ün kutsal idaali,
Büyüyor Selçuk’un Devlet-i Ali.

Hizmet yapıyor Türk ırkı islama,
Dikkat ediyor helale, harama.

İnaçlıydı Selçuklu sultanları,
Korudular İslam olan canları.

Yaydık Türk’ün töresini, örfünü,
Yedi düvele yayıldı tüm ünü.

Aldık Anadolu’nun tapusunu,
Kaçırmıştık Bizans’ın uykusunu.

Seferler olacak Bizans üstüne,
Umutla baktık bizler yeni güne.

Boş durmuyordu akıncılarımız,
Zafere koşuyor ordularımız.

Girmişti Selçuklu Anadolu’ya,
Mezar yaptı her yeri de haçlıya.

Meydan okudu alplerim küffara,
Fetihlere vermedi hiçbir ara.

Gece gündüz durmadan savaştılar,
Hepsi de gayesine ulaştılar.

Allah yolunda yaptılar cihadı,
Anadolu da duyuldu Türk adı.

Hediye edecekler yurdu bize,
Örnek olsun Selçuklu hepimize.

Kestiler haçlıların nefesini,
Duyurdular Selçuklu’nun sesini.

Kaçıyordu haçlı Anadolu’dan,
Türk akıncısıydı onu korkutan.

Akıncılar akıncısı Alparslan,
Türkistan seferine çıktığı an,

Bir hain tarafından şehid oldu,
Dünyayı feth edecekti bu ordu,

Dediğim anda gurura kapıldım,
Halbuki ben Allah’a yalvarırdım.

Diyerek hatasını belirtiyor,
Dokuz yıllık saltanatı bitiyor.

Şahadeti duyulunca Bağdat’ta,
Halife yas ilan etti bir hafta.

Olsun  buradan Alparslan’a selam,
Onun için yaptık biz güzel kelam.

Yazıklar olsun onu unutana,
Minnettarız bu büyük komutana.

Şad edelim Alparslan’ın ruhunu,
Anadolu’ya taşıdı Orhun’u.

Yenisey’i , Ötüken bölgesini,
Şaha kaldırdı Türk’ün ülkesini.

Gösterdi herkese adaletini,
Genişletmişti Türk’ün devletini

DESTAN ŞAİRİ 
Mesut Kılıçoğlu 

ANKARA

ÇIKACAK OLAN BİN SAYFALIK TÜRK TARİHİNİ BAŞTAN SONA METE HANDAN ATATÜRKE KADAR,ERGENEKONDAN ANADOLUYA KADAR ANLATAN  ALTAYLAR'DAN TUNA'YA KIZILELMAYA TÜRKLER KİTABIMDAN MALAZGİRT ZAFERİYLE İLGİLİ BİR BÖLÜM
( Malazgirt Zaferi başlıklı yazı Mesut Kılıçoğlu tarafından 24.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu