15 Temmuz, Kapkaranlık Geceyi Aydınlatan Kutlu Bir Meşaledir


                                                                                                          M. NİHAT MALKOÇ


            15 Temmuz hainlerin ipliğinin pazara çıkarıldığı bir uyanış gecesidir.

            15 Temmuz, ihanet sarmalının yüreğimizi çepeçevre sardığı, dondurucu vefasızlığın iliklerimize işlediği ve Temmuz'un kavurucu sıcağında buz kestiğimiz, kan donduran bir kabus gecesidir. Din kisvesi altında halkımızı yıllarca kandıranların ipliğinin pazara çıkarıldığı bir uyanış vaktidir. O gece, Dede Korkut'tan sadır olunan "Kahpe içeriden olunca kapı kilit tutmaz oğul!" beylik sözünün sağlamasıdır ve dahi akbabaların pusuya yattığı bir gecedir. Tuzak kuranların tuzaklarının başlarına geçirildiği bir ibret sahnesidir.

            15 Temmuz gecesi bu aziz millet sırtından hançerlendi. Demokrasiye gönül veren bir milletin iradesi yok sayıldı. Millet iradesinin tecelli ettiği TBMM, milletin nafakasından temin edilen paralarla alınan savaş uçaklarıyla bombalandı. Bu da yetmedi, meydanlarda toplanan masum halka ateş açıldı. Kardeş zannettiklerimiz o gece ne yazık ki kalleş çıktı. Bütün bunlar gözlerimizin önünde gerçekleşirken bu büyük millet, kalleşlere haddini üst perdeden bildirdi.

            15 Temmuz gecesi tevhid inancının sembolü olan minarelerden okunan salâlar dirilişe, birliğe ve dirliğe çağırdı bize. O gece büyük bir millet olduğumuzu tüm dünyaya müşahhas bir şekilde bir kere daha ilân ettik.  Al bayrağa rengini veren kanımız deli aktı gece boyunca. Can korkusundan azade indik meydanlara. Omuz omuza verdik vatanını canından aziz bilen kardeşlerimizle. Kutsallarımıza göz diken ve onları suiistimal edenlere asla fırsat vermedik. Yaşama sebeplerimiz arasında gördüğümüz namusumuza el uzatanların o pis ellerini kırdık. Zalime karşı mazlumun sesi ve hâmisi olduk.  Söz konusu vatansa geride kalan her şeyin teferruat olduğunu sadece kâl'imizle (sözümüzle) değil, hâlimizle de bilfiil gösterdik.

 

            Uzun Adam'ın, halkı sokaklara davet etmesiyle darbe girişimi püskürtüldü.

            Her on yılda bir darbelerin gerçekleştiği güzel memleketimizde darbe zamanlarında televizyondan okunan bildiriyle evlerinden çıkmamaları salık verilen halk, bu uyarıyla kapısını sımsıkı kilitleyerek sabahı beklerdi. Ama bu sefer öyle olmadı. Uzun Adam'ın halkı sokaklara davet etmesiyle darbe girişimi kısa zamanda püskürtüldü. Böylece büyük bir ezber de bozulmuş oldu. Meydanların asıl sahipleri meydanlara çıkarak hainlere meydan okudu.

            15 Temmuz gecesi, bir farkında olma ve farkına varma gecesiydi aynı zamanda. O gece kuzu postuna bürünmüş kurtların gerçek kimliğini idrak eyledik. Sureti haktan görünüp de hakka kuyu kazanları olanca çirkinlikleriyle deşifre ettik. Emperyalizmin uşaklığına soyunanların ve satılmışların ederini de öğrenmiş olduk. Silkindik, titreyip (s)özümüze döndük. Hıyanet odaklarını görünce millî ve manevî reflekslerimiz çok daha güçlendi.

            15 Temmuz gecesinde kültürlerin, medeniyetlerin, dillerin ve dinlerin kesişme noktası olan ve mazlumlara umut aşılayan biricik vatanımız Türkiye Cumhuriyeti kana bulandı. İnsanı insanlıktan çıkaran nefret o gece derin uykusundan uyandırıldı. Bizi biz yapan, diri ve iri kılan dinî ve dinî dinamikler derdest edilmek istendi. Gülistanlar haristana (diken bahçesine) döndürülmeye çalışıldı. Hakk'a kul olanlar kula kul olmaya zorlandı.

 

            O gece Musa'nın torunları Firavun'un torunlarını yendi.

            Ölümü tebessümle karşıladık o gece. Fâni olandan ebedî olana yürüdük korkusuzca. Yüreklerimiz toplu vurduğu için toplar bile sindiremedi bizi. Akif'in torunları olarak vatanımıza olan sadakat borcumuzu ödedik. Batıla karşı Hakk'ın ve hakikatin yanında olduk. Bu necip milletin aslî fertleri olarak ortak kadere ve ortak kedere karşı tek ses, tek nefes olduk. Bu tavrımızla yığın olmadığımızı, tasada ve kıvançta bir ve beraber olduğumuzu bir kere daha gösterdik. Bizi içten yıkmak isteyen hıyanet mahfillerine fırsat vermedik. Şeref ve haysiyetimize el uzatanların elini kırdık, dil uzatanların ise uzayan dilini kestik.

            O gece mazlumların samimi duası zalimlerin nefretine galebe çaldı. Her zaman olduğu gibi "Hak geldi Batıl zail oldu."(İsra 81) Güneş doğunca karanlık kayboldu. Musa'nın torunları Firavun'un torunlarını yendi. Yezid'in avaneleri Hz. Hüseyin'in mirasçıları karşısında tutunamadı. Böylece Akif'in deyimiyle tekerrürden ibaret olan tarih bir kere daha tekerrür etti.

            15 Temmuz gecesi sabaha evrilirken kaosun yerini sükûnet, nefretin yerini sevgi, hasedin yerini nasihat, duygusallığın yerini sağduyu, şerrin yerini hayır, suçluluğun yerini masumiyet, hüzün ve kederin yerini sevinç ve sürur, kabalığın yerini nezaket, kötülüğün yerini iyilik, dağınıklığın yerini düzen, gafletin yerini basiret, eblehliğin yerini akıl ve mantık, zorlukların yerini kolaylıklar, riyanın (gösterişin) yerini ihlas (samimiyet) aldı.

            15 Temmuz gecesi yerini fecrin aydınlığına bırakırken her zaman olduğu gibi Anadolu irfanı ve izanı kazandı. Kula kulluk edenler, Hakk'a kulluk edenlerden sert bir şamar yedi. Geceden kalan simsiyah bulutlar ufkun aydınlığına tebdil oldu. Umutsuzluklar umuda evrildi. Hain planlar, plan yapanların başına döndü. "Onlar plan yaparlarken, Allah da plan yapıyordu. Allah, plan yapanların en hayırlısıdır." (Enfal Suresi 30. ayet)

            15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gecenin fecrinde yepyeni bir Türkiye'ye, her zamankinden daha güçlü bir şekilde uyanıldı ve onun güçlü liderine dayanıldı.

 

            15 Temmuz, zamanın adeta donduğu uzun ve kapkara bir gecedir.

            15 Temmuz yüreklere kor düş(ür)en alevden bir gecedir. O gece birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi bozmak istediler. Bu öksüz ümmetin son kalesi olan necip milletimize kurşun sıktılar. O gece mandacı zihniyetin artıkları, efendilerinin sadık köpeği olmak için birbirleriyle adeta yarıştılar. Tanklarla milletin can yongalarının üzerinden silindir gibi geçtiler. Pensilvanya'yı üs edinen bir paranoyağın kapıkulu olan şer şebekeleri, ülkemizin medar-ı iftiharı polislere bomba yağdırdılar. Nice gül bahçesi tarumar edildi o kara gecede.

            15 Temmuz, o kapkaranlık geceyi aydınlatan kutlu bir meşaledir. O gece şehir vandallarının karşısına çıkıp varlık yokluk mücadelesi verenler Nene Hatunların, Sütçü İmamların, Şahin Beylerin, Şehit Kâmillerin, Kara Fatmaların ölmediklerini bir kere daha ispatladılar. O gece Ömer Halisdemir isimli bir yiğit çıktı meydana. Yiğit Ömer ilk kurşunu sıkarak geceyi aydınlattı. Tetiği çekerken bir an bile tereddüt etmedi. Bu asrın Ulubatlı Hasan'ı otuz kurşun yese de al bayrağı asla yere düşürmedi. O gece bu milletin gönüllü neferleri kahramanlıkta adeta birbiriyle yarıştı. Sonuçta bu necip millet 15 Temmuz gecesi İkinci Kurtuluş Savaşını kazandı. Allah milletimize bir daha böyle büyük acılar yaşatmasın.

            15 Temmuz, akrebin yelkovana zehrini zerk ettiği, zamanın adeta donduğu uzun ve kapkara bir gecedir. Bir milletin tekrar dirilişine vesile olan 15 Temmuz, Türk tarihi içerisinde önemli bir dönüm noktasıdır. Tabir caizse, kahramanlar yatağı olan şerefli ülkemiz için bir milattır. O gece anneleri evlâtsız, çocukları babasız, hanımları eşsiz bıraktılar. Gecenin karanlığında, ülkemizi karanlığa gömmek istediler. Fakat iman ışığı karanlığa izin vermedi.

 

            O gece milli iradenin tecelligâhı olan aziz meclisimizi bombaladılar.

            O gece canımızdan aziz bildiğimiz yurdumuza salya sümük saldırdılar. Aziz milletimizi nefret oklarına hedef tahtası yaptılar. Milli iradenin tecelligâhı olan aziz meclisimizi bombaladılar. Deli gömleği giyip ortalığı tarumar ettiler. Özlerini ve sözlerini unutarak zalimlerle işbirliği yapıp mankurtlaştılar. O insaf yoksunları önüne gelene kurşun yağdırdılar. Huzurun ve sükûnun adresi olan milletimi kor ateşlere attılar. Yüreklerimizi yangın yerine çevirdiler. İmar çalışmalarıyla şantiyeye dönen Türkiye'yi yakıp yıkmak istediler. Milletin paralarıyla alınan jetlerden ve helikopterlerden millete bomba attılar. Kaostan medet umarak memleketimi kan gölüne çevirdiler. Millî iradeyi tankla tüfekle sindirmeye çalıştılar. Ülkemin kutlu yürüyüşünü yavaşlatmak, hatta durdurmak istediler.

            Himmet paralarıyla semiren bu paranoyaklar mazlumların acılarından ve gözyaşlarından beslendiler. Henüz bıyığı bile terlememiş vatan evlatlarını birbirine kırdırdılar. O köhne Bizans artıkları, dünyalar güzeli İstanbul'u, gözlerini kırpmadan büyük bir nefretle bombaladılar. Ölüm ve barut kokan namlularına kurşun yerine nefretlerini sürdüler. Tevhit için göğsünü siper eden bu çağın Musalarına çağdaş Firavun kisvesine bürünerek saldırdılar.

            O zalimler ki kan ve nefret kustular o karanlık gecede.  Kendilerini milletin ve millî iradenin üstünde görerek Türkiye'nin sinir uçlarına hoyratça dokundular. Şahsî ikballerini milletin ikballerinin üstünde tuttular. Bizden görünüp bize kuyu kazdılar. Sihirbazlar misali karayı ak, ak'ı kara gösterme telaşına düştüler. Kendilerini dev aynasında görüp iyice azdılar. Mısır'da Sisi'nin yaptığını bu cennet vatanda yapmak istediler. Ebu Cehil'in lanetlenen karısı misali hıyanet ateşine odun taşıdılar. Bu milletin canına kast eden bölücülere alkış tuttular.

            Hayır hasenat kisvesiyle sözde himmet parası toplayıp milleti soydular. Bugün bizim kitabımızdan, başka bir gün Haçlıların kitabından konuştular. Diyalog adı altında İslâm'ı Hıristiyanlığın paryası yapmayı gaye edindiler. Derisine kan kokusu sinmiş paralı elleriyle paralel kumpaslar kurup devleti ele geçirmeye çalıştılar. Dilli düdük misali çatlak sesler çıkardılar. Tehlike anında korkularından efendilerinin etekleri altına saklandılar. Kurdukları kumpaslarla bu çağın gül yüzlü Yusuflarını, kuyuları andıran kapkara zindanlara attılar.

Kalpleri taşlaşan bu insan müsveddeleri, bu şerefli millete nice tarifsiz acılar yaşattılar.

 

            O gece fetih burçlarından bir dolunay doğdu zifiri karanlığa.

            Hürriyet için gül çağında bir gül bahçesine girercesine kara toprağa giren onurlu bir milletin mirasçıları 15 Temmuz'da yine kendisine yakışanı yaptı. Dizginlerini kıran küheylanlar gibi şahlandı dünyaya kahramanlığın ne demek olduğunu öğreten bu şanlı millet. Nehirleri gazi, dağları kahraman olan gül kokulu memleketime barut kokuları sinse de, şehitlerin yarasından yayılan rayihalar o necis barut konularını bastırdı. Gülistan oldu her yer.

            O gece fetih burçlarından bir dolunay doğdu zifiri karanlığa. Kıyama durdu hürriyeti kuşanan bu necip millet. O gece tekbirlerin gölgesinde çoğaldık. Birimiz bin oldu, binimiz yüz bin. O gece fecre doğru yürüdük. Biz yürüdükçe karanlıklar aydınlandı. Salyalı zalimlerin beynine inen demirden yumruk olduk. Nice mağrur dağları tuz buz ettik o gece.

            Bu millet tarih boyunca ne hıyanetler gördü. Fakat iman cevheriyle hepsini alt etti. Tankların namlusunu millete doğrultanlar, yenilmeye mahkûmdu. Nitekim öyle de oldu. Neticede üniformayı bedenine giyen bazı ikiyüzlülere karşı o şerefli üniformayı ruhlarına giydirenler kazandı. Onlar ki bu büyük destanı mürekkeple değil, asil kanlarıyla gönüllere yazdılar. Aslında zalimler farkında olmadan yüreklere serpilen gaflet küllerini nefret rüzgârlarıyla uçurup yirmi dört ayar som altın misali iman cevherini ortaya çıkardılar.

            Milletimizin üzerine karabasan gibi çökenler, bu kutlu toprağa kardeş kanı akıttılar. Köprüler kuran bu asil milletin köprülerini tuttular. Kuduz bir köpek gibi hıyanet zehrini akıttılar. Freni boşalmıştı öfkelerin. Dağlardan kopup gelen çığ gibiydiler. Fakat sert kayalara çarpınca paramparça oldular. Sükût-ı hayale uğradılar. Onlar her devrin zalimleri gibi yine  mazlumlara tuzak kurdular. Tuzak kuranların tuzaklarını bozan ve tuzak kuranların en hayırlısı olan  Rabbim onların kirli tuzaklarını bozdu. Evdeki hesap çarşıya uymadı çok şükür.

 

            Nemrutlar ve Firavunlar var oldukça İbrahimler ve Musalar da hep var olacaktır.

            Beynelmilel bir işgal olan 15 Temmuz'da kutlu direnişe çağıran ezanlarla ve salalarla yıkadık ruhumuzu.  Mazlumların ve masumların kanının sular seller misali akıtıldığı bir Kerbelâ'ydı yaşadığımız. Hüseynî hüzünler kuşatmıştı kanayan yürekleri. Yine kör kuyulara atılan Yusuflardı. Değişen sadece zaman ve mekândı. Ebrehe'nin filleri, tuzakları boşa çıkaran ve mazlumların yardımına koşan ebabil kuşlarının pişmiş taşları karşısında sersefil olmuştu.

            Yiğitler düğünden döner gibi neşeyle döndüler sımsıcak yuvalarına. Kimileri şehit, kimileri gazilik payesiyle şereflendi. Onlar bu çağın serdengeçtileriydi. Onlar nazlı yârdan geçmemek için serden geçtiler. Ülkülerini ve ülkelerini canlarından aziz bildiler. Onlar öz evlâtlarını yetim bıraksalar da Anadolu'yu öksüz ve yetim koymadılar. Allah'tan gelmişlerdi, ilâhî davete icabet edip yine ona döndüler. Bayraksızlara inat ay yıldızlı al bayrağı kuşandılar.

            Bizler bir'in sıfırla çarpımı değil, birlerin yan yana gelerek oluşturduğu emsalsiz bir milletiz. Zira isyanımız da, destanımız da, dermanımız da, fermanımız da, ezanımız da, imanımız da, Kur'an'ımız da, irfanımız da, erkânımız da, limanımız da, divanımız da, beyanımız da, devranımız da, ummanımız da, heyecanımız da, Rahmanımız da birdir bizim. Bu kadar bir'in olduğu yerde hiç ayrılık gayrilik olur mu? Zalimler korksun birliğimizden.

            Hayat aslında imanla küfrün çetin mücadelesidir. Nemrutlar var oldukça İbrahimler, Firavunlar var oldukça Musalar da hep var olacaktır. Putlar var oldukça da onları kıracak bir İbrahim mutlaka zuhur edecektir. Şüphesiz ki herkes durduğu safa göre muamele görecektir.

            Yüce Allah bu aziz millete bir daha 15 Temmuz misali karanlık geceler yaşatmasın.

 

( 15 Temmuz, Kapkaranlık Geceyi Aydınlatan Kutlu Bir Meşaledir başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 7/15/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu