Devlet
Aklı ve Millet iradesi
Devlet aklında;
hırs, kin, husumet, ayrımcılık, bireysel çıkar ve manevi duygulara yer yoktur. Bazen
kabulü, birey bazında zor olsa da, devlet aklı, en makul seçimi yapmış
olabilir. Fakat son onay makamı olarak, devlet aklının millet ortak iradesiyle
kabulü gerekir. Demokratik hukuk
devleti; şeffaf ve denetlenebilir olmalıdır. Fakat global anlamda, devletin
bekası için; bazı bilgiler, planlar, stratejik hamleler; devlet sırrı
kapmasında gizli kalması yerindedir.
Tarihsel süreç
içerisinde; hata, kusur, ihmal ve deneyimsizliğe dayalı girişimler sonucu, devletimiz öngörülemeyen kırılma ve zafiyet
aşamaları geçirmiştir. Konjonktürel ve küresel gelişmeler; ayağa kalkmamızı
zorlaştırmaktadır. Farklı bloklar arasında, hangisine yakın olmamız gerektiği
konusunda tedirginlik yaşamaktayız.
Adeta dışa daha da bağımlı, petrolü de olmayan bir Orta Doğu ülkesi
kaderine sürüklenmek isteniyoruz. Etrafımızdaki
etnik kimlik ve inanç merkezli ayrışmaların çözümüne olumlu katkı
sağlayamazsak, alevlerin bize de bulaşma ihtimali yüksek.
Bu nedenle,
"Kavgasız, sorunsuz Türkiye" beklentisi; yalnızca komisyon düzeyinde
masaya yatırılmakla kalmamalı, konferans, şûra, sempozyum, panel, yerel eğitim
buluşmaları ile yaygınlaştırılmalıdır.
Eşitlik,
özgürlük ve iyilik meleği kılığında yapılan organize kötülüklere karşı dikkatli
olmak gerekiyor. Eğer ortak akıl ve mutabakat; suç ortaklığı, yargısal
denetimden kaçış, çıkar ilişkileri üzerine bina ediliyorsa, toplumsal çürüme
başlamış demektir.
Kazanılmış
haklarımızın sürekliliği ve niteliğinin daha da iyileştirilmesi bize bağlıdır.
Bundan dolayıdır ki; milletin hizmetinde olması gereken
devlet aklı, parti programı, ideolojik takıntı, inanç ve kavim merkezli
yaklaşımlardan uzak olmalıdır.
Samsun, 13.08. 2025
Ali Rıza Malkoç
arm.web.tr