Şükürler olsun Tane tanede olsa evimize bir şeyler alıyoruz. Marketten geçen gün kiraz alayım dedim, baktım 600 küsur lira hanıma sordum sen kaç kiraz yersin on beş yirmi gibi dedi o zaman ver ustam oradan 30 kiraz on beşi benim on beşi hatunun... Hayata bu işte bizi nerelerden nerelere getiriyor. Düşse düşse bu kirazın fiyatı en fazla beş yüze düşer o bile biz emekliler için çok pahalı, kiraz kredisi filan da çıkmaz bu saatten sonra.

Karpuzun kilosu bilmem kaç para. Bir karpuz alacak olsan dünyanın parası, ne dünyanın dünyayı da aşıyor diğer gezegenlere ulaşıyor neredeyse. O zaman ne yapıyoruz, karpuzu dilim dilim alıyoruz. Hem de şöyle bir avantajı var dilim dilim karpuz almanın, aldığın dilimi görüyorsun. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Kalantorlar zaten kocaman karpuzu hem de iki üç tane birden alıyor bizde dilim dilim alır yeriz ne yapalım...

Çilek alacaksak hanımla hemen istişare yapıyoruz. Kaç çilek yeriz adam başına hatun? O diyor ben yedi sekiz tane yerim, hatun yedi sekiz tane yerse benden de aynısını yerim. Gidiyoruz manava ya da markete ''Ustam ver oradan bize yirmidört adet çilek, on ikisi hatuna on ikisi bana. Adaletten şaşmayız hiç bir zaman. Çocuklarda varsa işin içinde ona göre, çocuklarınkini biraz çok tutar onu da adete ekleriz.

Elma yine meyvelerin içinde biraz daha biz emeklilere merhametli bir meyve... Hanım sen kaç elma yersin, misal üç tane ben kaç tane yerim ben de işte aha o kadar. Ver bakalım ustam oradan bize altı adet elma, şöyle güzellerinden seç amma, kurdu murdu da olmasın. Bir de ev de elma kurdu ile muhatap olmayalım...

Karpuzu dilimliyorlar ama kavunu dilimlemiyorlar. Niye abi karpuzu dilimlerken kavunu dilimlemiyorsunuz? Darılır bak kavunlar sonra size, diye espri yapıyorum manav kardeşe, bön bön yüzüme bakıp bir de sövmediği kalıyor arkadaşın. İçinden yüzüme karşı mutlaka ''De get işine kardeşim filan.'' diyordur...

Kuruyemişlerde çok pahalı da manavda ki gibi olmuyor, ama olsa fena olmaz yani... Kardeş bana oradan otuz iki tane fındık yirmi sekiz tane fıstık, otuz altı adette kaju kırk dört tane de kabak çekirdeği verir misin, diye bir cümle kursak herhalde adam bize küfrü basar, dayaktan zor kurtarırız kendimizi... Böyle işte bundan sonra memlekette işler, gittiniz mi siz de otuz adet zeytin istemeye kalkarsanız başınıza geleceklere hazır olun...
( Tane Tane başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 19.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu