Ezeli Nur
EZELİ NUR

Dünyaya gelmeden âhırdan evvel
Ben beni bilene bir cân idim ben
Duyulurdu şer’î zâhirden evvel
Ben beni bilene üryân idim ben

Ne arş, ne kürsî, ne levh, ne kalem
Ne nûr-u Muhammed, ne cümle âlem
Bir sır idim aşkta ezelî selam
Ben beni bilene pinhân idim ben

Ne adım sorulmuş, ne şeklim bilin
Ne zaman vardı, ne mekân, ne kin
Ben Hak ile birdim, ne melek ne cin
Ben beni bilene mestân idim ben

Cemâle nazardan nasîbim yoktu
Ne cân ne cihân, ne hicran çoktu
Bir aşk idi varlık, aşk aşka toktu
Ben beni bilene nîrân idim ben

Zaman perdesinde açıldı sırlar
Baktım ötelerden belirdi nurlar
Kudret selamıyla gelince pirler
Ben beni bilene seyrân idim ben

Henüz bilinmeden esmâ ve sıfat
Gerekliydi sabır ile itinât
Aşk pervane olup çırpınca kanat
Ben beni bilene hayrân idim ben

Ne dünya kurulmuş, ne gökler dönmüş
Ne vuslat sevilmiş, ne hicran sanmış
Ne aşk ateşiyle gönüller yanmış
Ben beni bilene dermân idim ben

Bir zerre idim ben, bir nefes sırda
Yeniden var oldum üflendim surda
Kaybolmuş gibiydim kudretli nurda
Ben beni bilene îmân idim ben

Sonra açıldı âlem defter defter
Kudret selamıyla yarıldı makber
Bilali Habeş’le duyuldu Ekber
Ben beni bilene ummân idim ben

Bir nokta idim ben levh-i ezelde
Ne renk vardı ne ses, onca güzelde
Gizli kalmış idim kuru gazelde
Ben beni bilene ihsân idim ben

Ne varlık aradım ne de yokluğu
Ne açlığı bildim ne de tokluğu
Beni seven aşık bildi çokluğu
Ben beni bilene kervân idim ben

Bir nefes üfledi kudretten cânâ
Can oldum o cana, sır oldum sana
Sevdaya düşürdü, can verdi bana
Ben beni bilene kurbân idim ben

Ne kahrı bilirdim ne lütfu tanı
Ne gam yüklenirdim ne sevinç yanı
Bir aynaydı âlem, gördüm her yanı
Ben beni bilene hayrân idim ben

Sonra kalem yazdı hikmetle her an
Ne varlık dururdu ne yokluk duran
Bir ses işitildi “elestü” çağdan
Ben beni bilene erkân idim ben

Şimdi bildim ki varlık bir hayâl
Hak’tan başka yoktur aslında kemâl
Cümle eşya yoktur, aşk kalır misâl
Ben beni bilene ihvân idim ben

Her şey baştan sona aşk ile oldu
Cümle mahlûkata tüm canan doldu
O ezelî sırda kendini buldu
Ben beni bilene irfân idim ben


Ey âşık, sır perdesi açıldı nihâyet
Varlıkla yokluk birleşti bir ayet
Hak aşkıyla doldu her zerre, her mâyet
Ben beni bilene rahmân idim be

//////

Yıllarca saklandım gizlendim durdum
Ben beni bilene Ezeli Nurdum


Harun Yıldırım .
( Ezeli Nur başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 9/20/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu